13 Temmuz 2016

Yeşil Bir Ağaçtı Geçmiş: VIII

zülme, seni haketmiyor, bırak gitsin.
- ...
- Ağlama lütfen.
- ...
Niye? Niye anlatılır hikayeler? Yüzyıllardır yazılan romanlar, hikayeler ya olmuşun hikayeleridir ya olacağı hayal edilenin. Ya birilerinin kendi hikayeleridir ya birilerinde ki hikayeleridir. Ne olmuş değişebilir ne de olacak oldurulabilir anlatmakla. Niye anlatılır hikayeler?  Anlatmak ne içindir ?

Bir kadının ağlaması ne kadar alışkın bir durum ise bir erkeğin ağlamasıda o kadar şaşırtıcıydı benim için o an. O gece Malik'lerin evine kalabalık bir grup Çardak kafede buluşulup gelinmişti. İyiydi Ç kafede, bana sarılıyor, gülüyor bir daha sarılıyordu, bir duvara bir benim omzuma yaslanıyordu. Sarhoştu. Sarhoş insanların yakınında bulunmaktan hoşlanmadığımı daha önceleri söylediğimi hatırlamıyordum bu yüzden bir şey demiyordum öyle sokulmasına. "Söylesene o'lum" dedi Cihan. "Neyi söylüyor" dedim bir Cihan'a bir Ç'ye bakarak. Yine güldü, yine sarıldı Ç ama kimse bir şey demedi. Malik'lerin evinde n'oldu hatırlamıyordum ama Ç ağlıyordu. Yanına oturmuş "üzülme" diyordum ya da buna benzer bir şey, emin olduğum elimi başına koyduğum ve ağlamasına çok üzüldüğümdü...

Ahu, sesi güzel olan kız, gelmiyordu artık uzun süredir ve Ç ağlıyordu. Bunu eşleştirebiliyordum o an ancak. Bir zaman, o günden neredeyse bir ömrün dörtte biri kadar bir zaman sonra, Ahu' yu Sinem'in evinde görmüştüm. Uzun dalga dalga kıvırcık saçları olan bir kızdı, esmer, orta boylu, iri kemikliydi. Evlenmiş, boşanmış, şişmanlamıştı. Sesi hala çok güzel miydi bilmiyordum ama kendi güzel değildi.  "Ç' yi gördün mü hiç, biliyor musun nasıl" diye sormuştum.  "Yoo, görmedim hiç" demişti. O gün kendime hiç sormamıştım; "Neden O'na soruyorsun, merak ediyorsan Ç'ye sor nasıl olduğunu?" dememiştim. Bu bendim işte, hep yaptığım en kötü şeydi. Bazen birini, hatta mesela kardeşimi o kadar çok düşünürdüm ki geceleri uyuyamazdım düşünmekten, yürürken, yemek yerken üzülür, onunla konuşur, hayaller kurar ama kardeşimi aramazdım. Kendim bile şaşardım sonra. Birinin bana hep soru sorması gerekiyordu, aynayı yüzüme tutması gerekiyordu. 

O gün Ç ağladı. Ayılmadı. Zayıf vücudunu iyice içeri çekip küçültmüş, dizlerini neredeyse yüzüne değdirir halde uyuya kalmıştı sabaha kadar. Ara ara baktık O'na ama daha çok öylece bıraktık... Ben Değer'den ayrılmış Deniz ile görüştüğüm ya da yeni görüşeceğim aralıklarında bir yerlerdeydi bu olay. Ertesi sabah hiç üzerinde durulmadı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder