19 Temmuz 2016

Yeşil Bir Ağaçtı Geçmiş: IX

-Düğüne gidelim mi?
- Gidelim.

Bir resmi bayram günü o düğüne gitmek üzere sözleşmemizden ne kadar zaman önce hatırlamıyordum fakat aylar önce olması çok muhtemel; Değer'den ayrılmış, Deniz ile görüşmeye başlamıştım. Tezimi teslim etmiş, istediğim gibi bir işe girmiştim bile.

Ç ile görüşmez olmuştuk. Bazı zamanlar Cihan haberdar ediyor bazı zamanlar rastlaşıyorduk. Okulunu gezmeye gitmiştik bir ara, fakultesini, kantinlerini, hatta okul konserlerinden birinde MFÖ vardı sanırım tam da hatırlamıyorum... Civarındaki ünlü yerlerde kuru fasulye dahi yemiştik. Ç okula gidiyor, Değer'le kalıyordu. Deniz ile yollarımızın sonuna yaklaştığı zamanlara denk gelen o düğün günü buluşmak için, şehrin en kalabalık yerini ve akşam saatlerini seçmiştik. Zira düğün yerine on dakika yürüme mesafesiydi. Siyah bir etek, yeşil-kahve çiçekli bir gömlek vardı üzerimde, saçlarım her zamanki gibi küt kesim ve omuzlarımdaydı. Öyle kuaför yapımı bir saç hali ya da makyaj falan yoktu tabi. İlk işime girdiğime yöneticim ile en büyük tartışmalarımız makyaj üzerine olurdu zaten. Tartışma da denemez ya o makyaj yap güzelim derdi, ben "tamam tamam" derdim, günleri geçirmeye çalışırdım. Sevmiyordum işte. Telefon kulubelerine yakın noktada ayakta bekliyordum. Bir saat bekledim. İkinci saat bekledim. Enes'i aradığımı hatırlıyor ama hangi evi hangi numarayı hiç hatırlamıyorum. Belki de Enes beni bulmuştu ama nasıl bulabilirdi ki onu da hatırlamıyorum şimdi. Değer'in evine gitmeyi düşünmüştüm ama Enes ile konuşana dek ayrılmamıştım oradan. Bir saat daha bekledim Enes ile konuştuktan sonra, "gitme eve" demişti Enes. "Evde olsa gelirdi, sabah nasıl olsa çıkar ortaya" demişti.

Ukaladır, böyle diyebilirdim Ç için rahatlıkla ama en çok sözünün eridir, arayacağım derse arar, geleceğim derse gelirdi. O gece gelmedi Ç, gelemedi bir daha hiç.

Caddeyi boydan boya yürüdüğümü hatırlıyorum. Düğüne gidip gitmediğimi hatırlamıyorum, tek başına gittiğimi hiç sanmıyorum çünkü kimseyi tanımıyordum. Bir yandan merak ediyor bir yandan Enes 'in "merak etme sabah ortaya çıkar" demesine takılıyordum. Bir zaman sonra merak etmedim bir işi çıktı herhalde dedim. Kitaplara daldım, sokağın kafa bulandırıcı, sanki yerden insan bitiyormuşcasına, giderek kalabalıklaşmasına daldım yürüdüm...

Ceyhan'nın evine vardığımda saat gece yarısı olmuştu. "Ç gelmedi düğüne gitmedik" dedim. "Bilmiyorum, gelemedi galiba" diye cevapladım hemen hemen her sorusunu, her zaman meraklı olmuş Ceyhan'ın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder