İnsanlık hala cevapların peşindedir, hala soru sormaktadır, bilinen ellibeş yüzyıllık tarihi boyunca hala en önemli soruları sormaya devam etmektedir ? Biz kimiz? Neyiz? Nereden geldik bu gezegene? Bulunan cevaplar yeterli olmamakta ya da cevaba yeni sorular eklemektedir. Hala herkes aynı anda aynı cevaba bakamamaktadır.Belki de sorun cevapta veya soruda değil, görenin farklılığındadır...
Belki E.Batur 'un soruları en kolay olanlarıdır ;
Rastgele açıyorum sayfaları :
Hayat, olduğu gibi mumyalanabilir mi-gelecekte ? s.8
Bütün sigara külleri nereye gidiyor olabilir ? s.9
Kurban olduğunuz durumlarda katlanıyor musunuz ? s.64
Kendiniz için ne denli sorusunuz, ne denli yanıt ? s.64
Gök bembeyaz, su kırmızı, yapraklar mavi mi olsaydı ? s.96
Yener mi sizi teninizin yangını ? s.96
Herkesten hala sakladığınız ne ? s.92
Maske dolabınız büyük müdür ? s.32
İyi gelirmisiniz - sık sık ? s.33
İmzasız mektup dürtüsü içinizde ne kadar ? s.67
En fazla kim istemediydi sizi ? s.67
Ertelediklerim, öylece beklerler mi? s.24
Kiralık gelinlik: Kaç vücudun düğünü ? s.24
Cehennem aklımızın neresi ? s.25
En doğrusu ne kadar doğru olabilir ki ? s.103
İğne deliğinden bakmaya vakit ayırdınız mı ? s.16
Can kulağı ile dinleme oranınız ne ? s.16
Hangi sınırdan başlayarak suç işlemeye yatkınsınız ? s.22
Bekleme eşiklerinizi bilirmisiniz ? s.22
Olmasaydınız ne değişirdi ? s.22
Yüzdeyüz kaybolmak ister miydiniz ? s.40
Kimin mumyası odanızda dursun ? s.40
Tek bir yeni kelime yarattınız mı? s.58
En son soruyu siz soracak olsaydınız : ötekine mi, kendinize mi ? s.110
Bu sorular çıktı rastgele; cevaplar ne kadar kolay, kişi bilir ama yanlış doğruyu götürüyor...
(Son soru için son sayfaya direkt bakılmıştır.)
(Son soru için son sayfaya direkt bakılmıştır.)