Evden hiç çıkasım gelmiyor çoğu zaman. Kedilerin mama kapları boşalınca iniyorum ama. Diyorum beklerler...
05 Aralık 2023
24 Kasım 2023
Birileri Utansın
22 Kasım 2023
İnanç Meselesi
Bir canlı neden böyle uyur ki! |
20.07.2020
20 Temmuz'da yazdığımdan mütevellit geçen zamanı güncellemek adına
yayınlamak istedim. Biraz daha iyiyim inanç konusunda. En azından Güney Amerika'yı görmeyi hayal ediyorum.
12 Kasım 2023
Minik
Kimse kedimin adını sormamış... Oysa bir önceki yazının başında size bir şey anlatmaya çalışmışım, hayatımda bir değişiklik var demişim. Demek önemliymiş ki cümleye onunla başlamışım. Kimse onun varlığının adını merak etmemiş. Oysa adlandırılmayan, yoktur. Neyse...
Şimdi vereceğim örnek size alakasız gelebilir ama çağ içinde çok şeyi değiştirdiği ya da başlattığı için düşününce mantıklı bulacaksınız. Kraliçe I. Isabella Kristof Kolomb karşısına dikilip denizlere açılacağını, Batı'ya doğru Hindistan'a ulaşacağını vesaire söylediğinde izin vermeseydi, para vermeseydi ne olurdu? Amerika'da pamuk tarlalarında bir siyahi köle kırbaçlanarak değil de bir yaydan çıkan okla mı ölürdü acaba? Ama yine aynı gün aynı saatte mi ölürdü? Amerika'da güney-kuzey iç savaşı çıkmaz Abraham Lincoln bir suikasttan sebep ölmez ya da hiç Başkan olmaz mıydı? Isabella bir an durup hayır deseydi... I. Isabella kadar olmasa da kendi kararlarınızın nelere mal olduğunu eminim düşünmüşsünüzdür. Belki de Isabella'nınkinden daha önemli değişiklikler yaratmışsınızdır dünya için. Bilemezsiniz, bilemeyiz henüz. Geleceği düşündüğümüzde beş on yıl sonralarını hatta gelecek ayları merak ederiz genelde. Ergen yaşlarda kiminle evleneceğimizi mesela, kaç çocuğumuz olacağını zengin olacak mıyız vesaire. Muhtemelen yüz yıl sonra o evliliğin neleri değiştireceğini düşünmeyiz. Bütün bu karmaşa düşünüldüğünde kesin görünen bir şey var ki geçmiş ya da gelecek diye bir şeyin önemi yok. Çelişki tuhaf gelecek ama o kadar önemli ki aslında ama mesele onu düşünmek, neler olacağını tahmin etmeye çalışmak değil. Bugün alınan her nefes zamanı yaratan ve şekillendiren şey.
Şimdiki zamanın öneminden, Afrika'da uçan bir kelebeğin kanat çırpıntısının buralarda fırtına yatacağı hikayelerinden daha derin bir şeyden bahsediyorum. Bildiğimiz zaman içinde aldığımız her nefes geleceğe atılan bir ilmek. Bundan ötürü ki şu anda her ne yapıyorsanız vereceğiniz kararın doğru olup olmadığı tek önemli nokta. Mesele de "doğru"yu bulmak bana sorarsanız. Nereden bileceğiz, değil mi? Birini öldürmemenin doğru olup olup olmadığını, bugün o yoldan gidip gitmeyeceğimizi... Zaman döngüsü içinde insanın yapabileceği tek şey yaşayıp yaşayacağı yetmiş seksen 365 gün içinde gönderildiğimiz belki de oluştuğumuz bu gezegen için vicdanı için neyi doğru olup olduğunu bulabilmek, görebilmek ve buna göre hareket edebilmek görünüyor.
15 Temmuz 2023
Nasılsınız
Artık evde bir kedim var. Kendi kaderini neredeyse kendi yarattı. Hiç almaya niyetim yokken eve, bir ilginç olaylar dizisiyle apartmanın önünden kendini benim yanıma attı. İşini bilir bir kedi. Çok da sevecen, okşamayı okşanmayı seven. Sabahları artık ayaklarım tırmıklanarak uyanıyorum, her gün 5.55'de, eğer 12 olmadan uyuduysak bu hiç şaşmıyor.
Galiba hiç bir şey yapmıyorum. Çok şey biliyorum hiç bir şey yapmamaktan daha tatmin edici gündelik bir yaşama geçmek için, bildiklerim hiç bir işe yaramıyor. Zaten eğer orta yaşa gelmiş geçen bir insan soyundan tavsiye almak isterseniz diyeceğim ilk şey şudur ki; bilmek yetmez! Sigaranın kanser yapacağını, vaktinizin kısıtlı olduğunu, her gün yürüyüş yapmanın hem aklınızı hem vücudunuzu açacağını, sınanmayan dostlukların dostluk olmadığını, her ne olmak istiyorsanız azimle ve sabırla çalışmanız gerektiğini, okumanın pek çok sıkıntıya iyi geldiğini bilmeniz yetmez... Başka bir şey gerekiyor yapabilmeniz için... En azından benim için. Nedir acaba?
24 Haziran 2023
Yazmanın Ucundan Tutmak
Yazamama halimi bitireceğim yakında, siz de görür bakarsınız. Bugün Cumartesi. Pazartesi'den Perşembe sabahına kadar bayram temizliği yaptım ama nasıl temizlik! Yine de malikanede mi oturuyorsun arkadaş üç gün ne temizliği demekte haklısınız. Yok canım hepi topu 2 oda 1 salon da, 20 bölüm Kızılcık Şerbeti izleyince üç günde bitti silip süpürme. Bu yaşta doktora yapmaya soyununca kolay oldu diyemeyeceğim son üç ayda çok yoruldum, makaleler, ödevler canıma okudu. Her zor gelen iş yaptığımızda kaytarmak için bütün keyifli işlerimizin aklımıza hücum etmesi beni de vuruyordu, ah şimdi film izlesem, ah şu kitaba gömülsem ve de yazı yazmayı ne kadar özledim deyip duruyordum. Son üç gündür aklımdan yazıp dururken düşündüm de ben ki yazmayı okumayı seven biri olarak temizlik yaparken 20 bölüm, üstelik her biri iki saatlik, diziyi izlediğime göre kim artık blog okur ki! Bunu pek çoğumuz gibi ben de özellikle etraftaki çocuklar üzerinden çok düşünüyorum; bu oku-mamanın hali ne olacak gelecekte, yerini ne alacak. Alacak mı bir şey yerini?... Dünyanın bütün kütüphanelerinin elli yıl sonra örümcek ağlarıyla kaplı boş ve karanlık odalara döndüğü geliyor gözümün önüne. Yaşlı bir adamın elinde bir kitap ahh, dediğini duyuyorum. Sesli kitaplar, YouTube eğitim videoları ve o kısa kısa özlü sözler yığınları okumak ve anlamak gibi ağır ve meşakkatli bir uğraşın yerini alabilecek mi ya da tutabilecek mi... Temizlik yaparken izlemişsin kitap nasıl okuyacaktın diyebilirsiniz. Sorun tam da bu işte. O çip var ya o çip, icat edildiğinde kader ağlarını örmüştü. Tarih akışı o kadar hızlandı ki biz insan ırkı bir şeyleri aynı anda yaparsak daha çok şeye yetişeceğimize inanır olduk. Yemek yaparken örgü videolarından akşama yapacağımız yeleği çoktan öğrenmiş olmak, makale yazarken İngilizce hikaye dinleyerek seviyemizi yükseltmek, temizlik yaparken kulaklığımızı takıp arkadaşımızın aşk acısını dindirmeye sözler düşünmek... Oysa zaman denen şey, yaptığımız şeydir. Bir kaç şeyi aynı anda yaptığımızda bir düşünün, hiç bir şey yapmıyoruz aslında... Yazamadığıma göre birazdan sizleri okumaya karar verdim... Orada görüşürüz.