Vardır herkes gibi benim de başıma gelen ilginç, şans denilebilecek ya da şanssızlık denip vah vah edilebilecek minik hikayelerim...Düşünüp de bulamadığım muhtemelen de hiç bulamayacağım sorulardandır; şans mıdır olan şey yoksa zaten olacaktır da biz mi onu şans zannederiz. Mesela ;
Bir gün, uzakta değil geçenlerde birgün elimde çöp poşeti balkona doğru yürüdüm, birinci katta oturmanın avantajıyla hemen balkon altında bulunan çöp konteynırına poşeti atmayı düşünüyorum, bir yandan da poşet içindeki şişelerin bu durumda ne olacağını ?- Bazen yaparım evet, üşengeçlikten.- Hem yürüyordum hem kırılırlar mı, çok ses yaparlar mı, şu belediye ne diye şu mahallede cam-kağıt-atık kutularını ayırmaz ki daha diye söyleniyordum. Evet hepsini beş, belki de altı metre içinde düşündüm. Yine de çıktım balkona ki ne göreyim : Konteynırın içi tepeleme yaprak dolu. Biraz yaprak biraz dal. Karşı ki ağacı budamışlar. Bu sabah şanslı günümde miyim nedir dedim... O şişeler o yaprakların üzerine öyle güzel , öyle yumuşak düştüler ki, benim atlayasım geldi neredeyse...Eğer ben şişeleri dert etmeseydim bunu şans olarak görür müydüm, aklıma gelir miydi. Hiç umurumda olmasaydı şişeler şans olmayacaktı, değil mi?
Bir gün, çok uzaklarda bir gün işe giderken yanımda hiç para olmadığını fark ettim. İşin gerçeği evden çıkarken de biliyordum ama o gün maaşımın hesabıma yatması gerekiyordu. Banka para verme makinasının başına geçtim, şifremi girdim, rakamı girdim: Yok... Hiç para yok. Yatmamış. Olağan bir şey değildi ama olduğu da olmuştu. Bir vapur ücretiydi ama yoktu işte... İşe gidebilmem için sadece 1.-TL gerekiyordu ve yoktu. Sağa bakıyordum , sola bakıyordum, denize bakıyordum ve karşıya nasıl geçeceğimi düşünüp duruyordum ve işe geç kalıyordum üstüne üstlük. Dedim ki içimden : N'olur para bulsam, n'olur ki bulsam...İnsanlar yolda para bulmaz mı bulur, bende şimdi buluversem, alsam. Para verme makinasına iki üç kez bakmıştım. Son bakışımda, tam kartımı makinaya yerleştirdim ki ayaklarımın dibinde 1.-TL. duruyordu. İki üç kez bakmama rağmen sanki birden var olmuş gibi orada duruyordu öyle...
O paraya ihtiyacım olmasaydı, o paranın orada duruyor olması benim için bir hiç olacaktı, belki de hiç almayacaktım. Şans mıydı, tesadüf mü ? Belki de o gün işe gitmesem başka türlü bir şeyler olacaktı , benim için gelecekte başka bir şans olacaktı, kim bilebilir ki...O yüzden ben kuvvetle inanırım ki, çok altını dolduramasam da, her şey olması gerektiği gibi olmaktadır, olacaktır. Bu, kadercilikten ziyade hayatın döngüsü ile ilgili sanırım...Hayat sadece kendi döngüsünde ilerliyor, bizim için özel şeyler düşünmüyor. Başımıza gelenler için nasıl bir biçim biçiyorsak öyle düşünüyoruz, durumdan önce ihtiyacı düşünmüş isek şans diyoruz, düşünmemiş isek geçip gidiyoruz işte. Birbirine bağlı tesadüfler çoğunluk. Hem nedir ki şans; bugün şans gibi görün en bir olayı hayat tamamlanmadan nasıl bilebiliriz ki ? Madem bir olay diğer bir olayı nedenliyor, bugün yaşanan bir durumun ölürken nedenimiz olmayacağını nereden bilebiliriz. Bilemeyiz. O yüzden başımıza gelenler ne şanstır ne de şanssızlıktır, sadece başımıza gelmiştir. Büyütmeye hiç gerek yok. Hayat bir insan ömrü için hiçte büyük değildir...