17 Ağustos 2015

Belimdeki Balık

Adana'da olmalıyız, öyle gibi hissediyordum. Dar, Arnavut taş kaldırımlı, taş evlerden oluşan bir ara sokaktan geçiyorduk. Şafak vakti ya da akşam henüz güneş batmıştı.Yakın arkadaşım Aylin ile bir mağaradan içeri girdik, yokuş aşağı yürüyoruz. Sıradan bir mağara değildi. Burası bir maden ocağı idi. Kömür madeni olduğunu düşünüyordum rüyamda ama yerler altın renginde kumlarla kaplıydı. Bir yandan etrafımıza bakıp bir yandan yürüdük. Ben, "burada çalışmak ne kadar zor olmalı", değil mi dedim. O da, "evet", dedi. Etrafta işçiler vardı ama bir yandan da yok gibiydiler. Yüzleri ya da sesleri belirgin değildi. Yürüdükçe yürüyorduk biz sadece, hep aşağıya doğru. Bazı pencereler vardı ama pencereler bir yere bakmıyordu. Arkaları karanlık, sanki taşlara açılıyorlardı.

Birden nereden çıktığını anlamadığımız bir balık bluzumdan içeri girdi. Belimde oynaşıyordu ve ben çığlıklar atıyordum. Tam hatırlamasam da, ya balık olduğunu bilmediğimden, ya da bilsem bile belimde hareket edip durmasından tedirgin olmuştum ve kendi etrafımda dönüp duruyor, onu düşürmeye çalışıyordum. Uyandığımda elim belimdeydi ve halen bir kıpırtı hissediyordum. Uyanmamıştım, bir zamandan başka bir zaman geçmiştim, eminim. 21.09.2014

8 yorum:

  1. Henüz böyle bir sayıklamama şahit olmadım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Korktum ben bayağ, 3-4 saniye nerede olduğumu düşündüğümü hatırlıyorum:-)

      Sil
  2. Hımm, balık harika bir kısmet, hem de kendiliğinden gelmiş. Severim ben denizli balıklı rüyaları :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Annem'de öyle der hep:-) O sıra takip ettim çok olağanüstü bir şey olmadıama belki zamanı vardır.

      Sil