04 Eylül 2012

Dünyanın Öznesi

Neden insanlar kendi çektikleri benzer acıları başkalarının da kendi nedeniyle yaşadığını bilirken, onlara karşı hassas davranmazlar? Bir çok nedeni olabilir, bunlar hakkı da olabilir ki, acı, karşınızdakinden kaynaklanmaz . Kişinin dünyayı, olayı, özneyi algılamasından kaynaklanıyordur. Bu nedenle herkes öznesi ve nesnesi aynı olsa bile , benzer, hatta aynı olaylar karşısında farklı acılar yaşarlar. Karşısındakinin acısına haklı nedenleriyle  "ilgili" davranamayan insan, neden kendisi o acıyı yaşarken, karşısındakinin de aynı haklı nedenlerini fark ederek acısını hafifletemez. Daha vefalı, daha duygusal, daha hassas, daha az ya da daha nankör, daha vurdum-duymaz, daha kendini bilmez olsa da insan, özünde bencildir. Bir kere kendi yaşamını, canını her şeyden üstün tutarak sonuna kadar koruma içgüdüsü-bencilliği vardır özünde. Her türlü tehlikeye karşı; hüzne, acıya, üzüntüye, canını içten ya da dıştan yakacak tehlikelere karşı kendini koruma içgüdüsü taşıdığı için bencil olmayan insan olamaz. Bu onun insan olma özelliğidir.

Tekrar ve tekrar ettiğini bilerek neden öğrenmiyor insanın duyguları. Dünya zamanı içinde insanın zeka seviyeleri, öğrendikleri, akıl yürüttükleri değişiyor da duyguları neden değişmiyor? Neden evrimleşmiyor insanın duyguları? Ancak ondan aklıyla kaçabiliyor, kaçış yollarını buluyor ama maruz kaldığında hiç bir şey değişmemiş oluyor. Aynı derecede aşık olabiliyor, aynı derecede acı çekebiliyor.
" Savaş, iç deşer; bağırsakları boşaltır. Savaş, teni yakıp kavurur. Savaş, organları bedenden koparır. Savaş, yıkıp yok eder. Ve savaş, insan türünün doğasından gelir." ( S.Sontag).
İnsan, doğasının zarar verici güdülerini belirleyip onları değiştirebilseydi, bunlara karşı geliştirilen savunma sistemlerini de sürekli yenilemek, sürekli yeni insan türleri yaratmak zorunda kalacaktı. Her değiştirdiği duygunun diğer insan duyguları ile nasıl etkileştiğini çözemeyecek, her yeni oluşuma karşı yeni savunma sistemleri geliştirilmesi gerekecekti. Bu karmaşa çözülebilir mi, insan bunu ister mi? Hayatın gerçekte " basitliği" içinde yapılabilecek en iyisi bu mu? Oysa insan tüm güdülerini anlayabilecek ve doğru yönde değiştirebilecek ne fırsatı ne de şansı bulamıyordu, daha "doğruyu", " gerçeği" tartışırken. Hem de yine kendi buna izin vermiyordu. Aklıyla yarattıklarıyla insana hükmetme yolları geliştiriyordu aksine. Savaşları canlı yayınlıyor, başka kıtadaki katliamları ince ayrıntıları ile yazıyor, izleyen ile yaşayan arasındaki "gerçeklik" bağını, onları sıradanlaştırarak, uzakta olduğunu vurgulayarak koparıyordu. Bunu en çok, "sempati" gibi iyi tarafta olduğu sanılan duygu üzerinden ilişki kurmasını sağlayarak yapıyordu iktidar. Sempati; acziyetimizim ilanı kadar masumiyetimizin de ilanıdır çünkü.

İnsan, doğaya bazı değişmezleriyle öylece, olduğu gibi bırakılmıştır. İnsanı insandan ayıran en önemli özelliğini, zekayı farklı kılarak Tanrı insana güdüleriyle - duygularıyla baş etme, kendi ırkını yok etme ya da yaşatma şansını vermiştir böylelikle. Çünkü dünyanın öznesi insandır. Ve özne isimdir, isimler eylem, zaman, durum belirtmezler. Onlar zamansızdır. Ancak yanına gelen fiil, eylem ile bir durum ifade ederler. Bunu da insan (özne) kendi seçer, kendi yaratır. Kimi kendi doğasıyla savaşmayı seçer, kimi onu " doğamız bahanesiyle" kendi çıkarlarına kullanmayı. Kimi "bencil" olmayabileceği değerlere inanır, uğruna "vazgeçer", kimi "bilmemenin" rahatlığına . Biri, "zaman" içinde her ne idiyseniz o olmanızı sağlar, her zaman olmuş olduğunuzu, diğeri "uzam" içinde başka bir kişi olmanızı.

4 yorum:

  1. Dünyanın öznesi insan değildir.
    Gerçi hep tartışılan saçma başlıklardan biridd budur; ama olsun yine de tekrar etmek gerekir: Dünyanın Öznesi İnsan Değildir. Bu arada "wall-e" de nedir allasen?

    YanıtlaSil
  2. wall-e, walle-e'dir.

    YanıtlaSil
  3. İnsan özne mi, nesne mi, zarf mı, tümleç mi??..

    Ben bundan farklı bir konuda ekleme yapmak istedim:

    Aşk da, savaş da bir kumardır.. Acı ise aşkın ve savaşın maliyeti..

    Kimse ayrılmak için biraraya gelmez, kimse acı çekeceğim diye aşık olmaz, kimse kaybederim diyerek savaşmaz.. Başta hep iyimserizdir..

    Ama "sonuçları göze alabilmek" ile "sonuçlara katlanabilmek" ayrı kategorilerdir..

    YanıtlaSil
  4. Evet, bu çok net,öz bir ifade olmuş. Ayrı kategorilerdir, doğru... Bu da insanın kendini ne kadar tanıyabıildiği ile ilgili sanırım. İnsanın kendini tanıması ise en zor yoldur. İnsan en çok kendine yalan söyler...

    YanıtlaSil