23 Ağustos 2021

Her Şeyi Anlamak Zorunda Değiliz

Ulus Baker'in dediği gibi, her şeyi anlamak zorunda değiliz. Zorunda mıyız sizce? Nohut soğuk suyla mı ıslatılır sıcak suyla mı? Biri bana nedenini söyleyerek cevabını verebilir mi? Bütün ansiklopedileri tavan arasına kaldırtan 'google' hazretleri her ikisini de söylüyor çünkü. Hangisine inanacağıma tamamen o anki üşengeçliğimle karar verdiğim bu soruya bir yanıt ve bu dünya da artık neye inanacağımızı ve nasıl anlayacağımızı bilen varsa söylesin... 

Görüyorsunuz baştan sizi yanılgıya düşürüyorum. İnanmak ve anlamak bambaşka şeylerdir çünkü. İnanmak sorgusuzdur. İnsan bir yaratana ya inanır ya da inanmaz örneğin. Bunu akılla sorgulamak "inanç" meselesine ters düşer. Neden inandığımızı sorgulayabiliriz, inandığımız şeyin inanmaya değer olduğuna ikna kapları bulmaya çalışabiliriz ve inancımızı onun içine koyarız. Artık bizim için bizim inanılası bir şeydir o. Fakat yine de dünyanın geri kalanı için inanılmaması gereken bir şey olabilir. Önemli değildir. Çünkü inancımız kendi varlığımızın geldiği zihinsel dünyanın bir sonucudur. Bize aittir. Oysa akıl soru sorar, cevaplar nesneldir ve bildiklerinizin dışında olabilir. Aramak sonra bulmak, dünyada keşfedilmiş bilgiyle karşılaştırmak gerekebilir. Bulunur belki de bulunmaz ama bu şekilde her daim sorgulanmaya ve değişmeye açıktır. Oysa inanmak kolay değişmez. İnanç bizim kaplarımız değişirse, biz değişirsek değişir ancak. Anlamam mı inanmam mı gerekiyor bilmiyorum ama siz yine de söyleyin, hangi suyla? 

14 yorum:

  1. Bazı soruların cevabını akıl tanır,doğru veya yanlış olduğunu akıl ile ayırt edebiliriz ancak genelde de fıtratımız için çok önemli olan sorular olur genelde bunlar.
    Konuya gelince ben islatmıyorum çünkü konserve nohut kullanıyorum o daha pratik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Ama şimdi aklım hepten karıştı. Konserve nohutu salatalarda yanda pilav üstünde filan denerdim ben, onda konserve nohut olduğunu hatırlarsam.
      Yine de teşekkürler elbet. Sevgiler ve iyilikler.

      Sil
    2. Aklınız karışmasın orta yolu kullanın yani ılık su içine karbonat da koyarsanız hem çabuk şişer hem çabuk yumuşar.
      Benden de sevgiler.

      Sil
    3. Karbonat konusunda hemen herkes hem fikir:) Teşekkür ederim.

      Sil
    4. Rica ederim bana da uğrayın,sevgiler.

      Sil
    5. Aklımda aklımda, cep telefonundan yapamadım. :)

      Sil
  2. Kuru fasülye soğuk suyla haşlanır. Önce, fasülyeler, tencerenin dibindedir. Kaynamaya başladıkça, yukarıya çıkarlar. Pişmiş fasülyeler, tekrar tencerenin dibine çöker. Eğer bütün fasülyeler, pişmeden suyu biterse, soğuk su ilave edilir. Çünkü o suyun ısınması, fasülyenin pişmesi için zaman kazandırır. İşte, daha tam pişmemişken, suyun üzerindeyken, soğuk su ilave etmeye, Batma Suyu derler, eskiler. Hatta, batma suyunu ekledin mi derler. :)) Ben her fasülye, nohut pişirdiğimde, bakarım. Bunu öğrendiğim an, kesinlikle bir filmin, bir sahnesi olmalı. Küçük torununa, Karadeniz'de, dışar da kar yağarken, sobanın başında yemek yapmayı anlatan bir nine. Veya, İstanbul'a okumaya giden kızına, yemek yapmayı öğreten bir anne. Ama ona ne annenin, ne de kızın sabrı yeter. Çünkü üniversiteyi kazanan kızın, çok başka hayali vardır, o sıralar. Ancak, o kızı üniversiteyi bitirir, çalışır, emekli olur. Bir gün nohut ıslatmayı düşünürse, teee o zaman yarar işine. E, o zamana da kalmıyor nineler. Halbuki, tam nineyle gönüllü ve gönülden muhabbet zamanları.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle:)) Tam muhabbet zamanları ama kalmıyorlar işte. Demek, her fırsatta sorulmalıymış sorular… Trabzon usulü kurufasülye haşlaması olmalı o:) Bizde duymadım hiç batma suyu. Belki de duyma fırsatım olmadı dediğin gibi…
      Sevgiler :)

      Sil
    2. Soru sormak değil bence, anlatmaya niyetli birilerini dinlemek. Tabii, dinlemeye niyetliysen. Niyet yoksa, ne dinle, ne anlat. Boşa vakit kaybı. Ne çok vakit kaybettik. Saçma sapan konulara baş sallayarak, dinliyor diye görünerek. Dinlemeyenlere, laf anlatmaya çalışarak.

      Sil
    3. Her zamanki gibi en haklı olduğun nokta; ne çok vakit kaybettik olur olmaz şeylere baş sallayarak… Kalan vaktimiz için diliyorum ki bunu hatırlarız…

      Sil
  3. Soğuk. Bazen anlamak gerekmiyor, inanmak da gerekmiyor. Bilmek yeter. Tabii ıslatma suyunu diyorum, yoksa hayat başka. Nohuta gelince, sebebi bana göre şu: Bir gece önceden ıslatılıyorsa, sıcak, soğuk ne farkeder? O nohut o gece boyunca şişecek nasılsa. Niçin kendimize ayrı iş çıkarıp da su ısıtalım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anladım ve de böylelikle artık biliyorum desem :) Benim için öyle ne yazık ki, bir şeyi bildiğimi düşünmem için anlamam, bana mantıklı gelen bir açıklamaya oturtmam gerekiyor. Hayat başka değiş mi? Bazen olduğu gibi kabul etmek gerekiyor. Çok teşekkür ederim. Şimdi oldu. :) Bu arada Amerika vizem var vaktim var para, eh işte :) nedense gelemiyorum bir türlü ama çok istiyorum Amerika’ya gelmek. Kıracağım o kabuğu kısa zamanda inşallah.

      Sil
    2. Yemekten yola çıkıp felsefe yapmak kadınlar için kader midir? Hani fırında kek/ekmek pişirmek doğurganlık, yaratıcılıkla açıklanıyor, karantinadaki herkes varlığını pişirdiği ekmekle sorguluyor ya.
      Ben sıcak/soğuk su ile ilgili bu sonuca pilav pişiririken varmıştım:) Öğrendiğim gibi pirinci kavurduktan sonra sıcak su koyup pişirirdim. Bir zaman soğuk suyu döküverdim, bir fark olmadı. Artık hem sıcağa hem soğuğa inanıyorum:) Monistlikten dualistliğe terfi ettim (ya da indim?) İşte yemek felsefem.

      Hangi Amerika'yı görmek istiyorsunuz? :) Daha önce gelmediyseniz, gördüğünüz yere göre intibanız çok değişecektir. Galiba Amerika söz konusu olunca çok gezen bilir demek yanlış olmaz. Çok düşünmeden bir gelin, görün, sonra yeni fırsatlar mutlaka çıkar.

      Sil
    3. Felsefe her yerde:-) Verdiğiniz örnekler çok konu açar, şimdilik kalsın :-)
      .
      Daha önce geldim, 10 ay kaldım, L.A ve Şikago'da. Şikago'yu çok özlüyorum. :-). Bakalım bakalım :-)

      Sil