Gelmiş geçmiş en güzel bestelerden bence! Hani derler ya; yok böyle bir giriş!!! Sözleri ve hikayesi ise şarkıyı daha bir yerleştiriyor yerine...
"Çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes, Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor, Duyuyorum, görüyorum, biliyorum"
Usta isim, vakti zamanında “Dönence”nin hikayesini şu cümlelerle açıklamış. Dönence, dünyanın iki ayrı kutbundaki meridyenlerdir ve hiçbir zaman birlikte olamazlar. İnsanın doğasında da iki zıt kutup vardır. Bu, kendisinde olmayanı arama içgüdüsüdür. Örneğin; kış mevsiminde yazın gelmesini bekler, yazın da kışı ararız. İnsanlar hiçbir şeyin tamamına sahip değillerdir. Her şeyin yarısını yaşarlar. Örneğin 12 saat geceyi, 12 saat gündüzü yaşıyoruz ama 24 saat boyunca geceyi veya gündüzü yaşamıyoruz. Yani devamlı bir beklenti ve umut içinde yaşayıp duruyoruz. Bu beklenti ve umudun da sonu yok, dönüp duruyor. İşte tüm bu düşüncelerin ışığında doğdu Dönence… Şarkının müziğini Kurtalan Ekspres’ten Ahmet Güvenç ve Celal Güven yaptı. Aslında “Dönence” yoruma açık bir parça… Çünkü bizim dinleyici kitlemiz çeşitli kesimlerden oluşuyor. Bu çeşitli kesimlerden gelen insanlar da bu parçadan kendilerine göre bir sonuç çıkarıyorlar. Zaten arzu ettiğimiz, bu soyut şarkıdan herkesin kendi somut sonuçlarını çıkarmasıdır. Simsiyah gecenin koynundayım, yapayalnız… Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor… Görüyorum! Bu sözlerle insanların beklentilerini vurgulamaya çalıştım… Geceyi yaşayan bir insanın, gündüze olan özlemini dile getirmek istedim. Çünkü insanlar her gece aynı duyguları yaşıyorlar. Kupkuru bir ağacın dalıyım, yapayalnız… Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor… Biliyorum! Burada insanlardaki tatminsizliği ve olmayanı arama duygusunu açıklamaya çalıştım. Devamlı gelecekte olacakları umut ederek yaşayan insanları yani.
"Çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes, Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor, Duyuyorum, görüyorum, biliyorum"
Çok severim bu şarkıyı :)
YanıtlaSilSenden aksini beklemezdim zaten Handan:-)
Silöğretmenlik yıllarımın ilk zamanları,evimden uzakta gurbetteyken daha internet yaygın
YanıtlaSilolmayıp kafalarımızı oyalamıyorken, bekar evimde hep açtığım şarkı..
Dinledikçe dinleniyor değil mi. Muhteşem bir müzik. Sevgiler,
SilAaaa uzun uzun yorum yazdım bir türlü yayımlanmıyor, meğer yazı yok olmuş ben yazana kadar :) Şuraya yazıyorum bak :D
YanıtlaSilBenim de hiç Levi's im olmadı :) Ve o aydınlatıcı kapatıcı ve ismini bilmediğim bilimum şeyli makyaj videolarını izlerken ööyle bakakalıyorum. Videonun sonunda da yüzde doksan makyajsız hallerinin daha güzel olduğunu düşündüğüm genç kızlara acırken buluyorum kendimi :) Altı yılda bitiremiyorum ki bir farı ben, nolcak o iş :D
Ay ama yazıma bir şey olmuş, taslağa dönmüş üstelik eski haliyle yaa:-((, ondan yazamamışsındır sen.
SilDur bakayım şuna, cevap yazacağım sonra. Güldüm ama yine :-)
:)
SilYazım gitmiş :-( Bulamadım da. Yeniden yazdım ve eskisi gibi olmadı sanki ama oldu artık :-)
SilYorumuna gelince sevgili Handan, bu sefer aldım ben bir tane:-)
Nasıl da yapıyorlar biliyorlar tüm detayları o makyajın şaşıp kalıyorum bende. Ben yıllardır ezberlemeye çalışıyorum inan, göz farında açıktan koyuya mı gidiliyor koyudan açığa mı:-) bakıyorum unutuyorum yine. Bir de fardan önce mi sonra mı onu karıştırıyorum. Arada yapıyorum bir şeyler:-)
Evet, altı yılda kesinlikle bitmiyor, ama kullanmamakta gerekiyormuş. Zor işler:-)
Sevgiler... Güldüm yine yorumuna yazılarına olduğu gibi.
Ben sana çocukların eğitim ve sınav başarısı ile ilgili bir şey soracağım aslında aklımda da, bloğuna yazarım.
Tamam , bekliyorum :)
SilAnlamı da söyleyeni de efsane
YanıtlaSilHe valla, efsane :-)
Sil