20 Mayıs 2019

Gündelik Şeyler

Benim üniversite gençliğimde Levi’s 501 çılgınlığı vardı. Çocukluk işte, insan istiyor etrafında olanı. O dönemlerde hiç bir vakit almaya yanaşamamıştım. Bugün kendim için bir fedakârlık yapmak isteyerek alayım artık dedim. Birincisi her şey zamanında güzelmiş. O zamanlar bir serçe olan ben şimdi bir güvercin olarak 501 modeline hiç uymadım. İkincisi yirmi yılda bir pantolonun fiyatına bu kadar mı yaklaşılmaz arkadaş! Uzun zamandır başkalarına gösterdiğim cömertliği kendimin de hak ettiğini düşünerek aldım bir tanesini.

Sonra, arkadaşlarımın makyaj malzemeleri altı yıl kullanılmaz Azize demelerine kulak asarak makyaj markalarını dolaştım. Sorduğum sorulardan satıcı adamın yüz ifadesine bakınca gelişmelerin epey gerisinde kaldığımı anladım. Son zamanlarda izlediğim makyaj yapma videolarından aklımda kalanlara göre; hani allık sürmeden önce yüzü aydınlatması için bir şeyler sürülüyor onlar bunlar mı, dedim, o çok başka bir şey hanfendi, az, orta ve yoğun kapatıcılar var, hangisinden istiyorsunuz, dedi. Hepsinin bende nasıl duracağından emin bir şekilde gülümseyerek, biraz daha dolaşayım dedim. Eğer oradan bir göz farı seti, göz kalemi, rimel, pudra ve bir allık alarak çıksaydım inanabiliyor musunuz, bir aylık asgari ücretin yarısını verecektim. Böylesine fedakarlık denmezdi. Satıcı adam, isterseniz yüzünüzde görelim nasıl aydınlatıyor dedi. Bilsem ki zihnimi de aydınlatacak dört yüz yirmi beş lira verirdim, dedim. Ama bedava ne varsa sürdükleri için ben de denedim. Genç ve güzel olmak parayla ilgili derlerdi de inanmazdım.

Makyaja karşı değilim ancak genç yaşta makyajın hücrelerin tazeliğinin yüze yansımasını kapattığını düşünüyorum şahsen. Lisedeki yeğenimin yüzüne baktığımda öyle aydınlık ve ışıltılı görünüyor ki yazık onu renk renk tozlarla örtmeye... Makyaj kırk beş ellilerden sonra hayatın kırıklıklarını* örtmek için birebir bence. Gözlerimizin altındaki uykusuz geceleri gündüze çevirmek için, bir kısmını geride bıraktığımız kirpiklerimizi belirginleştirmek için ve kaybettiğimiz utangaçlığımızın alını türetmek için... Başka yerden birkaç bir şey aldım ben de. Bir arkadaşımı çağırdım bakalım ne kadar değişmişim göstermek için, gelmedi. Dert etmedim. Bence aynıydım zaten.

*Ve yılların yorgunluğunu...

8 yorum:

  1. Gündelik bir dertleşme olmuş ama tespitlerinize de katılıyorum Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. ah aynen yaa, ben de hatırladım 501 modelini. o zamanda
    çok pahalıydı. hep milletin kıçına bakardık acaba hangi modeli
    giymiş diye. bir de lee cooper modası vardı. arka cebine
    renkli bandanaları koyardık .. hey gidi gençlik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :-)) Ben bir keresinde oda arkadaşıma sormuştum, ne özelliği var bu 501'in arkadaşım, demiştim. Kıçı topluyor güzel gösteriyor, demişti. :-))
      Estetik çıktı 501'in pabucu dama atıldı herhalde. Ya da Mavi:-) Le cooper la Live's şimdiki iphone samsung rekabeti gibiydi. Lee cooper daha pahalıydı o yüzden de almış olanlara okulun zengin "züppeleri" gözüyle bakılırdı bizde:-)) Kıskançlıklarından olsa gerek:-)
      Bandanaları hatırlamıyorum bak.

      Sil
  3. Levis 501 çılgınlığı benim de lise yıllarıma denk geliyor :))) Bir de buz mavisi jean modası vardı :)

    YanıtlaSil
  4. Makyaj malzemeleri fiyatında gerçekten inanılmaz bir artış var. Kırk yılda bir indirim yapıp 50 Tl'lik ürünü 10' tl ye düşürüyorlar, artık onlara ne kadara geliyorsa... İçten ve samimi bir anlatım olmuş. Bende yeni açtığım bloğumla sizlerle birlikteyim yorum ve desteklerinizi bekliyorum, şimdiden teşekkürler.
    Sevgileerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İthal oldukları için herhalde. Ben de çok şaşırdım sahsen. Bir kaç yıl önce bu kadar pahalı değillerdi. Takip edeceğim bloğunuzu.
      Selamlar,

      Sil