21 Haziran 2014

"Tesadüfen Yan Yana Düşerdi Rakamlar"

"Dönecek bir tavan arası yoktur bazen, ne de gidecek bir şehir. Her yer aynıdır aslında, hiç bir yer aynı değil. Gidebilmek sadece bir özlemdir kimilerinin dilinde, olmayacak duaya amin diyenlerde çıkabilir. Firar ederken kök salar kimileri; kök salarken firar edenler de olabilir. Her merhalenin bir arpa boyu yol olması, telaşı olup da huzuru olmayanlara pek ağır gelebilir. Öfkeli ruhlar nedense hep aynı tohumla rahme düşüp, hep aynı rüzgarla dehre gelir. Bir bedçehre, başka bir bedçehrenin daha ilk bakışta okur seceresini. O kadar azdırlar ki kaybetmek istemezler birbirlerini. Sevişirler; sevişmek iyi gelir bazen. Taammüden öldürmek için hafızalarını, dar-ı dünyadaki en münasip cinayet mekanını bulabilmek ümidiyle yollara düşerler. Hep Doğu'yu gösterir pusulaları; gerçi dünya yuvarlaktır. Sılasızdır kaçaklar, dolayısıyla gurbetsiz. Hangi demde olursa olsun, onlar sadece birbirlerine aittir. Aşk sonradan gelmez hiç bir zaman. Varsa vardır, o kadar." 

Yanılma payımız olsa da, ki her zaman vardır, denizlerin sonsuzluğu ve sınırsızlığıyla kıyıda yaşayan insanların hikayeleri ile, bozkırların aynı sonsuzluğunun yanında o sonsuzluğa inat dimdik dağların gerçekliğinde, her yanının aynı sarılıkta olduğunu doğmuş olması kadar doğal karşılayan insanların hikayeleri aynı değildir. Karanlık hakimdir, şerhalarının kalıcı olduğunu bilen bozkır insanın yüreğine. Çemberin diğer tarafını bilmezler, bozkırın her yönünün aynılığı ile, çirkin varsa güzelin de olduğunu, iyi varsa kötünün de olduğunu unuturlar. Tıpkı aynı zehirden elde edilmişliğini panzehrin unuttukları gibi. Çemberin tamamlanabilmesi için zıddının olması gerektiğini unuturlar.
"Bilmemek, kendi gölgenden korkmana sebep olur, bilmekse başkalarının gölgesinden. Biri içeriden kuşatır seni, öteki dışarıdan."
İçeriden kuşatılmışlardır onlar. Ve belki de bilseler bile gözleri ile görmedikçe inanmazlar. İnanmadıkları için bilmeye güçleri yetmez. Kıyıda yaşayanlar, öte de, mavinin bittiği yerde beyazın başlamasından bilir, orada başka hikayelerin olduğunu. Gitmeyi düşler kıyının insanı. Düşleyebilir bozkır insanın aksine. Bu yüzden ışığa yakındır yüreği. Ya denizin getirdiklerinden bilir, ya dönen gidenlerden ama bilir; çember zıddıyla tamamlanır. Başka bir hikayesinin olabileceği umuduyla düşler. 
"Fakat umut ciddi bir meseledir. Umut tehlikelidir. Bilhassa kendinden umudu kesenler için umut pek tehlikelidir." 
Onlar, ateşi görmeden kıvılcımlarına, kıvılcımların ışığına bile umut derler. Onlar, çiği yağmur, ilk cemreyi bahar sanırlar... Ama bilinir ki, yine de,
"Arzın kaderini değiştirenler, kaderlerinden utananlardır." *
Dünyanın bozkırında, okyanusunun kıyısında da dursa kişi, hikayeler birbirini tamamlar; birbirine değe değe. Ve gitmek değildir hikayenin değiştireni...
"Bu kadar uzak bir yere gelip, hayal kırıklığı aramaya değer miydi ? "**  
 Gidilen yere giden kişi, gelinen yerdeki kişidir. Bir başka hikaye başlamaz orada, kişi kendi hikayesinin hem taşıyanı hem nakledenidir. Kişinin kendi hikayesi diye bir şey vardır, ama hikayenin ne tek sahibi ne de tek tanığıdır. Hikayelerin dokunduğu kişilerden biridir kişide. Ve,
  "Ummanların ötesinde bir altın şehir yok." ***
Şehrin insanları, insanların hikayeleri, şehrin hikayeleri... Bir şehirden diğer şehre taşınan, birinden diğerine taşınan hikayeler. "Birinin yüreğinde kök salan bir hatıranın, diğerinin damarlarından akıp gidiyor" olduğu hikayeler... Diğer şehirde kendi hikayesinin tamamlanmasını, çemberin diğer yanını bekleyen insanlar. Bu şehirde kesilen, sonlanan hikayesinin kalanını nerede arayacağını soran insanlar...

* Cemil Meriç
** Lamartine
*** Cemil Meriç
Diğer alıntılar; Şehrin Aynaları, E. Şafak

4 yorum:

  1. Ah, çok güzel yazı olmuş. Ancak ilk paragraf, müthiş.
    Tebrikler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Şenay, sende olmasan galiba kendimi yalnız hissedeceğim burada. Teşekkür ederim ayırdığın vakit, ettiğin güzel sözler için. Sivas- Ankara arası uzun bir bozkır yolculuğu sırasında, kitap sonrası yazmıştım yazıyı. Kimilerinin hikayelerinin nasılda hesapsız birleşebildiğine dair güzel bir roman şehrin hikayeleri.
      Keyifli zamanlar dilerim,

      Sil
  2. Aze, hiç sanmıyorum yalnız olduğumuzu inan :). Evet bozkır, ilham verici olmalı. :))

    YanıtlaSil