1800'li yılların başına kadar İngiltere'de devletin sosyal politikaya dair bir işlevi yoktu. Dahası var olan genel geçer uygulamalar işçi sınıfına yapılan baskılarla toprak ve fabrika sahiplerinin işine yarıyordu. Ailesi olmayan, olsa da çoğunlukla yoksulluklarından dolayı çalıştırılan çocuklar fabrika sahiplerine işçi olarak satılıyor, anlaşmalar yapılarak fabrikalarda çalışmaya zorlanıyordu. İlerleyen yıllarda dokuma sektörünün hızla gelişmesi buralarda çalışacak büyük bir işgücünü gerektirdi. Dokuma tezgahlarının küçük makine parçaları için biçilmez kaftan olan çocukların elleri uzun zaman fabrika sahipleri için büyük nimet oldu. Çocukların bazıları dört, beş, altı yaşlarında işe başlatılıyordu. İş saatlerinin kontrolü ya da kısıtlayıcılığı olmadığından fabrika sahipleri istedikleri saatlerde istedikleri kadar çalıştırıyorlardı çocukları. Sabahları doğuşuyla çalışmaya başlayan çocuklar sabah yarım saat, öğlenleri bir saatlik yemek molaları dışında akşam altı yedilere kadar mola vermeden çalışırdı. Tezgah başında uyuya kalan çocuklar sert vuruşlarla uyandırılır, sabahları fabrikanın sağlıksız ortamlarında yaşayan ve uyanmakta zorlanan çocukların yine sert fiziki cezalarla uyandırılırdı. Su içmek ya da tuvalete gitmek gibi ihtiyaçlarını ancak yemek saatlerinde karşılamaları beklenirdi. Dört beş yaşlarındaki çocuklar fabrika içine dökülmüş yünleri toplayıp bir yere yığıyor, altı yedi yaşlarındakiler tezgah başında daha büyükler de taşıma işlerine bakıyordu. Oxford Üniversitesinin bir araştırmasına göre 1800'lerde 350 bini 7-10 yaşlarda olmak üzere, en az 1 milyon çocuk fabrikalarda istihdam edildi. Ve yine bu dönemde toplam iş gücünün yaklaşık %15'i çocuklardan oluşuyordu.
Çocuk koruma konusundaki ilk adım 1802'de Sir Robert Peel tarafından atıldı ve onun çabaları ile ilk kanun çıkarıldı. Çocuklar en fazla on iki saat çalıştırılabilecek ve geceleri çalıştırılmayacaktı. Maalesef bu kanun sadece sahipsiz, ailesi kalmamış çocukları kapsıyordu. Yürüyen sefalet ile yakından ilgilenen, Robert Peel, Robert Owen, John Wood, ve John Fielden'in çabaları ile fakat ancak otuz yıl sonra 1833 yılında kanunda güncellemeler yapıldı. Ve, dokuz yaşından küçüklerin dokuma sanayiinde çalıştırılması yasaklandı, gündelik çalışma saatleri sınırlandırıldı. Daha iyisi, 1847 yılında kadınlar ve on sekiz yaşından küçük çocuklar için gündelik çalışma on saat ile sınırlandırılır. (-kaynak: Walter A. Friedlander)
Şimdi sormak istediğim; bu kısa tarih bilgisinden çıkarılabilecek en çarpıcı sonuç ve sonuçlar nelerdir size göre? Ben kendi fikrimi bir sonraki yazıda söyleyeceğim. Görüşmek üzere.
not: Türkiye'deki ve çoğu ülkedeki şartlar maalesef 19.yy şartlarının çok çok ötesinde değildir. Fakat bugünkü konumuz bu değildir.
Çocuk koruma konusundaki ilk adım 1802'de Sir Robert Peel tarafından atıldı ve onun çabaları ile ilk kanun çıkarıldı. Çocuklar en fazla on iki saat çalıştırılabilecek ve geceleri çalıştırılmayacaktı. Maalesef bu kanun sadece sahipsiz, ailesi kalmamış çocukları kapsıyordu. Yürüyen sefalet ile yakından ilgilenen, Robert Peel, Robert Owen, John Wood, ve John Fielden'in çabaları ile fakat ancak otuz yıl sonra 1833 yılında kanunda güncellemeler yapıldı. Ve, dokuz yaşından küçüklerin dokuma sanayiinde çalıştırılması yasaklandı, gündelik çalışma saatleri sınırlandırıldı. Daha iyisi, 1847 yılında kadınlar ve on sekiz yaşından küçük çocuklar için gündelik çalışma on saat ile sınırlandırılır. (-kaynak: Walter A. Friedlander)
İngiltere, 1800'li yıllar. |
not: Türkiye'deki ve çoğu ülkedeki şartlar maalesef 19.yy şartlarının çok çok ötesinde değildir. Fakat bugünkü konumuz bu değildir.
hımm, herhalde az gelişmiş ülkelerde, bizim ülkede de çocuk işçiler halen çalıştırılıyor değil mi? ileri ülkelerde yoktur artık herhalde bu durum. biz geriden geliyoruz birçok ülke gibi işte. hep derler ya yüz yıl geriden geliyoruz diye. üstteki isimlerden robert owen'ı tanıyorum, ekonomi dalından yani :)
YanıtlaSilMerhabalar deep:-) Cevap veremedim hemen kusura bakma. Her ülkeyi bilmiyorum ama ileri ülkelerde fabrikalarını Bangladeş, Vietnam gibi yoksul ülkelere kurarak, olan biten haksızlığı kendi halkının gözünden uzakta tutan bir tutum izleyerek riyakarlıklarına devam ediyorlar aslında. Paranın iktidarı ve daha fazla kazanma hırsı her çağda var maalesef. Robert Owen bir fabrika sahibi, ekonomi alanında çalışmaları olan ve aynı zamanda sosyalist bir reformist de. İkisi bir arada olabiliyor demek ki.
SilSevgiler,