11 Aralık 2014

Adlandırmak Çelişkisi

Çok güzel bir klasik müzik çalıyordu kanalda. Ben de bir yandan taze fasulye ayıklıyordum. Kenarları alsam mı diye düşündüm, sonra vazgeçtim. Ben öyle de yerim. Hatta bu noktaya dikkat edip etmediğini merak ettiğim birine sordum; "Sence fasulyenin kenarlarını alayım mı, almayayım mı? O, ya soruyu çok ciddiye aldı, ya da yerken dahi- bir gün olsun fasulye ayakladığını hiç sanmıyorum da- aklına gelmediğinden olacak, "Ben nereden bileyim ki!", gibi bir şey dedi. Geçmiş zaman, pek hatırlamıyorum.
Gidip müziğin ne olduğuna, kim tarafından çalındığına bakmak istedim. Sonra vazgeçtim. Çok güzeldi. Neden bilmek istiyorum ki? Sonradan tekrar dinlemek için? Unutmamak için? Bilmek için? Bilmek önemli tabii. Sonra vazgeçtim. Güzel olduğunu bileyim, yeterli dedim.

Adlandırılmayan yoktur, diyor İlhan Berk.
*
Ömrüm, etrafımdaki dağınıklığı düzenlemekle geçti.
*
Eve gelirken otobüsün en önünde geldim. En önde gelince yüksek araçlarda, yolun üstünde uçuyormuşsun gibi hissedebilirsiniz.
Ben küçükken hissederdim. Ortaokul dönemimde iki yıl Turunçova'dan Finike'ye gidip geldim. Yarım saat kadar sürüyordu yol. Öğrenciler için ücretsiz otobüs seferleri vardı. Erkekler ve kızlar otobüsü ayrıydı. Bu iki sene boyunca neden kızların otobüsünün daha erken geldiğine söylenmiştim. Çünkü kaçırıyordum otobüsü sık sık ve erkeklerin otobüsüne binmek zorunda kalıyordum. On iki-on üç yaşında herkes uykuyu sever ama değil mi? Neredeyse ön cama yapışmış halde arkama hiç bakmadan yola dikerdim gözlerimi. Bir yandan da severdim ama; yolun üstüne uçuyormuşum gibi gelirdi. Hele bazı tümseklerde havalanıp yere iner gibi olurduk, o bambaşka bir şeydi. Lakin, şimdi aklımda, tüm yol boyunca herkesin bana bakıyor olma ihtimaliyle kendime lanet okuduğum değilde, uçtuğumun kalmış olmasına mutluyum.
*
Dişimin ağrımasından nefret ediyorum, ama yine de ağrıyor dişim.
*
Bugün dünya dağlar günüymüş. WWF öyle diyordu. Dağlar; dünya dağlar gününüz kutlu, mutlu olsun diyorum. Bir gün birinizin zirvesine çıkıp selamlaşmak kısmet olursa, sizi daha çok seviyor olmayacağım, sizi hep sevdim, ve de seveceğim çünkü, ama ben o gün çok mutlu olacağım, bilesiniz... 

4 yorum:

  1. Dağların zirvesinde de insan uçtuğunu hissediyor, biliyor musun?

    YanıtlaSil
  2. Öyle mi? Bir gün bilirim inşallah.

    Yaylalarda çok dolaştım ama, zirve diyebileceğim bir yere çıktığımı hatırlamıyorum. Oraların yüksekliği de güzeldi tabii.
    Teşekkürler uğradığın için.

    YanıtlaSil
  3. evet; iyi ki sadece uçtuğun hissi kalmış...

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler Narda. :-)

    YanıtlaSil