31 Temmuz 2010

Avatar; The Last AirBender

İşte benim filmim! sonunda geldi... Yönetmen : M.Night Shyamalan Oyuncular: Noah Ringer, Dev Patel, Nicola Peltz, Jackson Rathbone ABD, 2010 Michael Dante DiMartino ve Bryan Konietzko tarafından 2005 yılında Nickelodeon stüdyolarında yaratılan bu animasyon filmi çocuklardan çok yada en az onlar kadar büyükler tarafından sevildi.Ben çok sevdim en azından...ABD yapımı ve yaratımı olmasına rağmen çizgi film yoğun olarak budizm, doğu kültürü, bilgeliği ve öğretileri üzerine kurulmuştur. Bu doğu mistizmi, karakterleri, renkliliği, hikaye zenginliği, komikliği ve sürükleyiciliği ile bende çok keyif bırakmıştır.Hafta sonları CNBC-e de üç sezon olarak yayınlanan çizgi filmin sinema filminin yapılacağını hemde Shyamalan tarafından yapılacağını duyunca hem sevindim hem üzüldüm, çünkü ben Shyamalan'ın eleştirileri hakettiği- birazını- şekilde filmi ortaya koyacağını tahmin ediyordum...Kendisi uzun zamandır her türü denemeye eğilimli, hevesli..."Altıncı His" filmindeki tarzında kalsa ve devam etse bence şu anki ününden çok daha önde olurdu.Ayrıca resmi sitelerde ve tanıtımlarda hikayenin Shyamalan tarafından yazılmış olarak sunulmasına şaşırıyorum...Hikaye vardı zaten, 2005'den bu yana herkes biliyor, seyrediyor...Kendisi hikayeden daha başka bir hikaye çıkarmadığına göre, devamını da yazmadığına göre neden yazar olarak sunuluyor anlamıyorum..."Köy" filmi bence izlenince Shyamalan'ındır dedirtiyordu; kapalı ortamı, hikaye farklılığı, gizem ve korku gösterileriye...Ama "Sudaki Kız", "İşaretler", ve "Mistik Olay" ile kendisinden beklenen o ince korkuyu ve gizemi koruyamadı...Ben şahsen kendisini şaşırarak, içim titreyerek ve yine de merak ederek, korksamda hiç kıpırdamayarak korkuyu tuhaf bir şekilde hissetmek isteyerek izlemekten çok memnundum...Benim sevgili Aang'imi ve arkadaşlarını alarak, o neşeli grubu nasıl bu kadar ciddi ve bilmiş hale getirmiş çok kızdım doğrusu...Tüm çizgi film boyunca beş cümlesinden birinde dünya, kendisi ve arkadaşları ile dalga geçen Aang'in tek esprisi gözlerini açtığında söyledikleriydi sanırım...Hele hele Appa ile ilişkisini tek cümleyle-yip yip- geçmiş olması en olmamaış olan bana göre ki uçan bizonumu nasıl öyle arkadaş sınıfından ayrı tutar!...Daha neşeli olabilirdi film bence de...Ama müzikleri oldukça güzeldi, çok iyi senkronize olmuş hikaye ile...James Newtow Howard 'ı tebrik etmeli.Genel olarak daha heyacanlı, daha o kadim dönemlere ait olabilirdi film ama sevdim ben, belki ben nasıl olursa olsun seveceğimden sevmişimdir ama yine de Aang'in yakın dövüş sahneleri, ateş ulusuna okyanusun gücünü gösterdiği sahne, kuzey su ulusunun şehrinin tasarlanışını takdir ediyorum, güzel bir iş oldukça...Karakter seçimi çok eleştirilmiş, çizgi film ile karakter bağlantısının kurulmasını pek anlamıyorum, sonuçta fark gözeteceğimiz karakterler yok ortada ama Aang karakteri çizim ile çok uyumluydu, benzerdi, buna sevindim... Hikayeye gelirsek ; Kadim zamanlarda, insanın doğa ile özdeş olduğu güçlerinin farkında olduğu gücünü doğadan aldığı, doğadan çalmadığı zamanlarda insanlar dünyanın yapı taşları denen dört elemente hakimdi...Hava, su, toprak ve ateş...Dünya yavaş yavaş ateş bükücülerin; ateşe hakim olup onu bükebilen, hem saldırı hem savunma aracı olarak kullanabilen ulusun hakimiyeti altına giriyordu... Tüm element bükücüler arasında savaş başlamak üzereydi...Avatar tüm elementleri bükebilen ve ruhlarla konuşabilen tek insandı ve reenkarnasyon ile nesilden nesile geçiyordu...Son avatarın hava ulusundan olacağı biliniyor ama henüz kim olduğu bilinmiyordu...Sıra hava ulusundaydı çünkü...Keşişler savaşın başlamak üzere olduğunu tahmin ediyor bu nedenle de yeni avatarı bir an önce bulmak istiyorlardı.Gerekli testler yapıldığında Aang henüz 13 yaşındaydı ve tüm elementler üzerindeki eğitimini tamamlamamıştı...Avatar olduğunu öğrendiğinde bir ailesinin olamayacağını artık dünyayı kurtarmak gibi çok ciddi bir işinin olduğunu, istediği zaman penguenlerle kayamayacağını, balıkların sırtında yüzemeyeceğini, Appa ile hava oyunları oynayarak uçamayacağını anladığında güney hava tapınağından kaçtı...Fırtınaya yakalandı ve avatar gücüyle(ruhuyla)oluşturduğu havadan balonuyla denizin dibine ,sonra da doğru kuzey kutbuna süreklendi...Kuzeydeki su ulusu onu bulduğunda aradan yüzyıl yıl geçmiş, savaş çoktan başlamış dünya Avatar'ın ortaya çıkmasından nerdeyse umudunu kesmişti...Kuzeydeki son su bükücü Katara ve erkek kardeşi Sokka O'nu bulduğunda Aang Avatar olduğunu hatırladı...Dostları olduğu kadar düşmanları da vardı...Ateş ulusu ile savaşmalı, dünyayı onların hakimiyetinde kurtarmalı, tüm elementler arasındaki dengeyi tekrar sağlamalıydı...Ama çok önemli bir eksiği vardı, eğitimini yarım bıraktığı için sadece havayı bükebiliyor, havaya hakim olabiliyor, diğer elementleri bilmiyordu. Artık dünyayı dolaşacak, hem düşmanlarını atlatacak hemde eğitimini tamamlayacağı ustaları bulacaktı...Aslında elementleri öğrenmesi, bir anlamda büyümesi, kişiliğini geliştirmesiydi...Suyu öğrenmeye başladığında aynı zamanda duygularına hakim olmayı, kabullenmeyi, geçmişi ve kendisi ile barışmayı da öğrenecekti...Yoksa su gibi akışkan ve değişken bir elemente hakim olamazdı...Çizgi dizi üç ana kitaptan oluşuyordu, filmde üç bölüm halinde yapılıyor..Diğer iki film 2012 ve 2014 'te tamamlanması düşünülüyormuş... Bu vesile ile elementler ;...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder