19 Temmuz 2010

Sarıl Bana

Metin Altıok
Metin Altıok ; 1941 Bergama , İzmir'de doğdu. Karşıyaka Lisesini  ve  Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Felsefe bölümünü bitirdi.Felsefe grubu öğretmenliği ve çeşitli liselerde felsefe öğretmenliği yaptı.Şairdir.Aydındır.İşçi Partisi üyesidir. 02 Temmuz 1993 Sivas - Madımak oteli  katliamında ağır yaralanmış, 09 Temmuz 1993'te ölmüştür.(kaynak:wikipedia.tr)
Ataol Behramoğlu, Büyük Türk Şiiri Antolojisi'nde şairin şiirini şöyle anlatır : M.Altıok'u şiirleri 70'li yıllarda yayınlanmasına karşın, şiirlerinin kaynakları bakımında  60'lı yılların geç ürün veren bir şairi olarak nitelemek gerekir. Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasındadır. Dili yalın. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeleri kurmayı sever.
Metin Altıok 'Şiirin İlk Atlası' kitabında şiiri şöyle tanımlıyor : Şiir bilgisinin en önemli özelliği bu bilginin genel bir bilgi olmamasıdır. Çünkü şiir devingen ve değişken, her seferinde tek ve özgün olan çok özel bir varoluş biçimine sahiptir. Bu özellik başka şairlerin şiirleri için olduğu kadar aynı şairin şiirleri için de geçerlidir. Şiirle her karşılaşmamız bir öncekinden farklı, yeni bir karşılaşmadır.(kaynak:antoloji.com)

"Yel ve Gül" kitabı kendi seçtiği şiirlerinden oluşur. Karıştırırken Süveyda  (1991)  kitabından alıntı  "Sarıl Bana" yı ne kadar sevdiğimi ve nasıl güzel olduğunu hatırladım...İnsan sevdiği şeyleri de unuturmuş...

Sarıl Bana

Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayaım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.

Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.

Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.

Sevgiden caydığım yerde darıl bana.

Annenin bıraktığı yerden sarılmak ! İnsanoğlunun bir çok savaşının kaynağı olan olan kaybetme duygusu, güdüsü  taa annenin elimizi bırakmaya başladığı yaşlardan başlar. İş dünyasındaki  bir çok iktidar savaşının, giden sevgiliye duyulan şiddetli özlemin, kaçan sevgilinin ardından şuursuzca koşmanın, rekabetin, bir dostu kazıklayabilmenin kaynağı üç yaş civarlarında yaşanan bu sürecin nasıl yaşandığı ve sonuçlarıyla ilgilidir.
Sevmenin tarifi bu olsa gerek...!

Bir de "Hesaplaşmalar" bölümünden  "Sevmiyorum Seni" en sevdiklerimdendir ;

Sevmiyorum Seni

Şimdi benim buzdan bir döşekte
Üç büklüm olmuş zavallı sevdam,
Üşüyorsa ölesiye yalnızlıktan;
Bil ki senin hep böyle güvensiz,
Yaşamdan korkar oluşundan

İşte bunun için sevmiyorum seni.

Şimdi benim bir han avlusunda
Hiç bitmeyecek umutsuz kavgam,
Soluyorsa başı önde yorgunluktan;
Bil ki senin hep böyle umarsız,
Yarını göze alamayışından.

İşte bunun için sevmiycem seni.

M.Altıok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder