"...Bir danışıklı dövüş, hiç bitmeyecek bir alışveriş, seçeneksiz bir kabulleniş, imzasız bir anlaşma. Hayat her gün kendisini doğurmaktan yorgun. Etle, kemikle, ruhla beslenen ölümse capcanlı. Her şeyi, her şeyi reddedebiliyor insan. Neleri mümkün kılabiliyor isterse eğer. Birbirine muhtaç hayatla ölüm. Hayat doğurmazsa ölüm alamaz. Ölüm eksiltmezse hayat tazelenemez..." e.e.cummings
Henüz ölmemiş bizlerin ölümden bahsetmesini ilginç buluyorum. Henüz sevişmemiş birinin sevişmekten bahsetmesine benzetiyorum. Benzemiyor mu ? Bence benziyor. Hiç sevişmemiş birinin hayal ettiği, zannettiği sevişmek ile "gerçekten" seviştiğinde hissettikleri arasında büyük fark vardır. Her hayal ettiğimizle gerçeğini yaşadığımızda ki hissettiklerimiz gibi. Gerçek, insanın hayal ettikleri ile karşılaştırıldığında basit, sıradan, olağandır. İnsan aklı için hayal sonsuz, gerçek ise bir "andır". Benzemiyor mu? Bence de benzemiyor. Sevişmenin hissettirdiklerini utanarak, sevinerek ve tuhaf bir hazla paylaşabilmemiz, onu ölümden yakınlaştırılması mümkün olmayan bir boşlukla ayırır, farklılaştırır. Ölüm aşk gibidir, tek kişiliktir...
...
"kalbim daima açık olsun küçük
kuşlara ki gizemidir yaşamanın
her neyi şakısalar daha iyidir bilmekten
ve yaşlanmıştır artık onları duyamıyorsa insan
aklım gezine dursun aç
ve korkusuz ve susamış ve kıvrak
ve gün pazar olsa da yanılmış olsam
çünkü genç değildir artık haklı çıkıyorsa insan
ve kendim yapmasam yararlı hiçbir şey
ve sen sevmesen gerçekten de öyle çok
asla olmamıştır aptalın tam böylesi ki beceremeyen
tüm göğü üzerine örtmeyi bir gülümseyişle "
...
e.e.cummings
Ölümün tekrarı yok, bir defaya mahsus. Ve ölenin bu deneyimini paylaşma gibi bir ihtimali de yok..
YanıtlaSilO yüzden ilginç buluyorum ya bende...
YanıtlaSilsadece gidiş biletini alabiliyoruz bu yolculuğun.promosyon yok,indirim yok.yanındaki koltuklar dolu mu,boş mu bilmiyorsun da.tek bildiğin dönüşü olmayan bir yoldasın.yaşamdaki tek gerçeklik ölüm.
YanıtlaSilbaşka şeyler konuşalım Aze.
şiiri mesela üstüme alındım nedense.1 temmuz doğum günüm benim.yaşlandım.yaşlanıyorum.ulaşamadığım hayallerim var.zamanım gittikçe azalıyor:)
hayallerimiz olmasa gerçeğe nasıl ulaşırdık..
başka şeyler konuşalım.
yazılardan mesela.yazılar beni yoldan çıkarıyor.
Merhaba ayışığı;
YanıtlaSilDoğum günün kutlu olsun öncelikle. Nice güzel, gönlünüzce yaşlara inşallah. Zamanın azalıyor olması yanılgı değil midir? Sırası var mı ki ölümün...Şiirden yazılardan konuşuyoruz bir yandan, değil mi? Burada; yazıyoruz, okuyoruz, düşünüyoruz,konuşuyoruz.
Selamlar,
teşekkür ederim Aze,
YanıtlaSilyanılgı doğru.
ama beyin öyle kabulleniyor.sırası
olmadığını bilse de.yaş aldıkça zamanın daralıyor gibi hissediyorsun.
ölümü konuşmak ,ölümü yazmak hayallere ihanet etmek gibi...
selamlar:)
Doğru, öyle kabulleniyor beyin. Bakma öyle dediğime. Panikliyor insan yıllar geçtikçe. Ben, şöyle tanımlıyorum kendimce yaşlılık ve gençliği:İnsan artık daha çok geçmişi düşünüyor,arıyor,geçmişteki yıllarının gelecektekilerden daha çok olduğunu düşünüyor ise yaşlanmıştır. Tam tersinde ise henüz gençtir.
YanıtlaSil