Pişman değilim, seslenmiyorum, ağlamıyorum
Her şey geçer ak elmalıkların üstünden bir sis gibi
Altın rengine bürünüp, solup gidiyorum
Bir daha geri gelmeyecek gençliğim.
Sen, bir daha çarpmayacaksın öyle
Kalbim! Ayazların üşüttüğü, öyle serin…
Ve bu akağaçların kumaşı ülkesi bile
Artık heves vermiyor gönlüme yalınayak dolaşmak için.
Serseri ruhum benim! Gittikçe daha az
Canlandırıyorsun ateşini dudaklarımın
Ey benim kaybolan diriliğim,
Deliliği gözlerimin ve taşkın ırmağı duygularımın.
Artık daha az şey ister oldum dileklerimde
Ah ömrüm benim! Yoksa seni bir düşte mi gördüm?
Sanki sessiz bir bahar sabahı erkenden
Dörtnala geçip gidiyormuşum gibi düş renkli bir at üstünde.
Hepimiz, hepimiz tükeneceğiz bu dünyada
Sessizce dökülüyor akçaağacın yapraklarından bakır
Sonsuza dek kutlu ol sen, sonsuza kadar yüksel
Bir çiçek gibi açıp, sonra öleyim diye geldin buraya
Sergey Yesenin
Yukarıdaki videoda dinlediğiniz şarkı bu şiirin rusçasıdır. Görüntülerdeki sarışın genç şiirin sahibi S.Yesenin'dir. 1925 'te otuz yaşında bir otel odasında kendini asmıştır.
Şarkıyı söyleyen ise Rus şarkıcı Aleksey Pokrovski...
Bir çiçek bile açamadan ölmek ne acı
YanıtlaSilTeşekkür ederim de. Bence kişi kime teşekkür ettiğini bilmeli ?!
YanıtlaSilvay tilki seni vay
YanıtlaSilBana söylenecek son şey tilkidir...Sen tilki ile leyleğin hikayesini bilir misin? Benim tilki denince aklıma gelen tek şey o dur.
YanıtlaSilHem ben en çok doruk ağaçlarını severim bi de söğütleri. Hiç biri çiçek açmaz...
ötesi bir şair yesenin
YanıtlaSilEvet, S.Yesenin bu dünyayı erken terkedenlerdendir...
YanıtlaSil