Herkes farklıdır, farklı beklentileri vardır, farklı öğrenirler.
Eğitim alanında yapılan bir araştırmaya göre insanların %40'ı duyusal ağırlıklı olarak; hisleriyle öğrenirler. Bir anlamda dokunarak, paylaşarak, deneyimleyerek, katılarak, üzülerek, korkarak, sevinç ya da haz duyarak, % 35'i görsel ağırlıklı ve %25'i işitsel ağırlıklı olarak öğrenirler.Bu video işitsel ağırlıklılar için pek bir şey anlatamıyor.Her ne kadar sadece işitsel öğrenmiyor da olsalar bu araçla hızlı, keyifli ve istekli öğrenmediklerini varsayarak onları dışarda tutuyoruz. % 75'i oluşturan görsel ve duyusal ağırlıklılardan yüzde kaçı böyle bir gösteriden sonra silahsızlanmaya destek verebilir, soru işareti ? Duyusal ağırlıklıların etkilenmiş olmasını varsayarsak tabi...Çıkan basit sonuç; öğrenim kanallarının bilinebiliyor olması öğretmek için yeterli değildir. Kişi tarafından istenmesi veya öğrenilmesinin, anlaşılmasının zorunluluk olması; en az gerekliliklerdir.
Yoksa izlediğimiz yüzlerce film, okuduğumuz kitap, duyduğumuz nutuktan sonra yaşamlarımızın sürekli değişiyor olması gerekirdi değil mi? Oysa beyin öğrenmeyi sever hem de çok, kapasitesinin de henüz bilinemediğini biliyoruz.Hatta tekrarlanan rutin işlerde sıkılır beyin, hayal kurmaya başlar ve ordan gitmek ister. O zaman neden? Neden öğrenemiyoruz, bilmiyoruz? Çıkan basit sonuç; bilmek, istemek ve mecbur olmak yetmez eylem için. Güdüler, kurulu düzen öğretileri, sahibi sandığımız sahiplerimiz, güven duygusu, dışlanmışlık korkusu ve insan olmak! en güçlü yol kesicilerimizdir. Öğrenmiyoruz, en zalim savaş haberlerini diğer insana anlatıyoruz ardından "bugün yaşam her zamankinden daha güzel" diyoruz. Öğrenmiyoruz, insanlık binlerce yıldır kendi soyundan hiç bir şey öğrenmiyor, kendi çıkarı, uzun yaşam şartları, hep daha konforu için beslendiği kaynaklarını yok ederek yaptıkları dışında... Aynı döngü dönüyor, dönüyor...
Ama ben bu organizmanın kendi varlığını kendinin yok etmeyeceğine inanıyorum yinede. İnsan soyundan olan ben, öğrenmiyorum ve iyimserim... Halen iyimserim...
Ama ben bu organizmanın kendi varlığını kendinin yok etmeyeceğine inanıyorum yinede. İnsan soyundan olan ben, öğrenmiyorum ve iyimserim... Halen iyimserim...
Hepsinden öte insanın en güçlü güdüsü; yaşama güdüsü buna izin vermeyecektir.
Diğer taraftan diyelim ki verdi; bu başından sonuna ezelden ebediyete plansız kuralsız kendi kendimizin yarattığı saçmalık; hem her şeyin mümkün hem de namümkün olduğu hayat, bu yok oluşa gülüp geçecek, güzel bir oyundu, bu döngüyü de hiç bir şey hissettirmeden atlattık diyecektir...Ve bir başka insan veya ben bir sonraki döngüde yine iyimser, hala iyimser olacaktır...Taa ki biri öğrenene kadar gerçeği...
Diğer taraftan diyelim ki verdi; bu başından sonuna ezelden ebediyete plansız kuralsız kendi kendimizin yarattığı saçmalık; hem her şeyin mümkün hem de namümkün olduğu hayat, bu yok oluşa gülüp geçecek, güzel bir oyundu, bu döngüyü de hiç bir şey hissettirmeden atlattık diyecektir...Ve bir başka insan veya ben bir sonraki döngüde yine iyimser, hala iyimser olacaktır...Taa ki biri öğrenene kadar gerçeği...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder