22 Kasım 2017

Anılar, fotoğraflar ve hiç bir şey

Burada, yani bu platformda hiç fotoğrafımı yayınlamadım. Bu ilktir. Yaşlı bir bilge; "güneşin altında olan her şeyin bir zamanı vardır", demiş.
Bilgeler neden yaşlı olur dersiniz; çünkü bilginin yaşla ilgisi vardır fakat bu, yaş-almak demek değildir. Yaşlanmak için 'yaşamak' gerekir. Biz Mehtap'la çok şeyler yaşamıştık. Özellikle de hayatımızın ilklerini.

Dün gece Mehtap'ın kızı gönderdi fotoğrafı cep telefonuma. Hayal meyal hatırlıyorum birbirimize vesikalık fotoğraflarımızı verdiğimizi. O zamanlar yaygın bir davranıştı sanırım. Neden? Cüzdanda taşıması kolaydı ve insanlar şimdiki gibi dakikada bilmem kaç fotoğraf çektirmiyordu. Kimi cüzdanında taşırdı sevgilisini, çocuğunu, annesini, arkadaşını, kimi evdeki aynanın kenarına sıkıştırırdı. Mehtap da beni bir yerlerde saklamış demek...
***
Geçtiğimiz hafta hiç bir şey yapmadım. Gerçekten hiç bir şey. Arada camdan baktım, ağaçları, bahçede açan gülü ve henüz yeşil çimenlerdeki turuncu yaprakları seyrettim. Akıl sağlığımı önemsemedim. Bol dizi ve düşünmemi gerektirmeyecek filmler izledim. Vücud sağlığım için gün aşırı yürüdüm, aç durulmadığından alış veriş yapıp yemek yaptım. Her gece, tezime sabah devam etmek üzere uyudum ama sabahları ve gündüzleri ders çalışmadım. Cuma günü bu kendime eziyetimden pes ettim ve haftayı hiç bir şey yapmama haftası ilan ederek rahatladım. Hiç bir şey yapmadığım için başıma bir şey gelecek diye çok korktum bazı anlar. Sahiden. Şükrettim bu lükse sık sık bu nedenle. Olurda Tanrı beni görür, alır elimden diye korktum...  Bir şey yapma gereği olmadan yaşayabilme lüksü kadar özel bir şey olmasa gerek... Ondan önceki hafta hastaydım. Ondan önceki hafta da arkadaşım öldü.
***
Yaşlı insanların neden hayattan görece daha az keyif aldığını düşündüm son haftalarda. Oysa yaşamak yaşamaktı, olasılıktı ve henüz hala tüm olasıklıklar devam etmekteydi, azalmış olsa dahi. O zaman neden korunamıyordu umut, ki günlerin hesabı yapılamazken. İşte sanırım, aklımızı dolduran anıların figürlerinin azalması yaşamanın ve keyif almanın anlamını azaltıyor. Paylaşamadıklarımızın ağırlığı kalbimize yük oluyor. M.Mungan'ın en sevdiğim tiradlarından biri geliyor aklıma: Dokuzuncu Lanet. "Soyunun ugradığı bütün felaketlere yas tutacak kadar uzun olsun ömrün... o kadar uzun yaşa ki, o kadar!" Ne korkunç bir beddua!
***
Yurttan kaçışlarımız geliyor aklıma. Bütün fikirler senden çıkardı ben uygulardım. Neymiş efendim; o kadar saf bakıyormuşum ki idarenin benden şüphelenmesi mümkün değilmiş. Bir kere idare saf-salaktı! Gece dokuzda açılıp-kapanan imza defteri için sekizde gider, şimdi uyumamız gerekiyor çünkü gece yarısı kalkacağız ve sabaha kadar ders çalışacağız, lütfen şimdi imza atalım, derdim ben. Sen arkada beklerdin. İmzayı atıp sekiz buçukta yurttan çıkardık. Bir kere demir parmaklıkların altından giren kızları görmüşsün de gece, deneyelim mi demiştin. Yok artık demiştim ben de. Matematik çalıştıran İranlı çocuğu hatırlıyor musun Sarıyerde; kari diyorum kari derdi de nasıl gülerdik. Nesi o kadar komikse... Hazan olsun adı, demiştim kızına hamileyken, çok hüzünlü, Hazal olsun bari, demiştin. Bari demene takılmıştım yıllar sonra bile. Kendi çocuğunun adı için beni kırmama telaşı olamazdı herhalde... Belki de J.P. Sartre haklıdır sözünde: "Anılar, kimsenin bizden alamayacağı tek mülkümüzdür."

8 yorum:

  1. Merhaba..
    Başınız sağolsun.Ne hüzünlü bir hatıra kalmış.Ben de cüzdanında sevdiklerinin fotoğrafını taşıyanlardanım.
    "Hiç bir şey yapmama haftası" insana iyi geliyor aslında.Arada bir yapmak lazım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Cam Güzeli. Sağolasın. Ben de hala taşırım sevdiklerimi cüzdanımda:-)
      Sevgiler, Selamlar.

      Sil
  2. Sartre nin bu sözünü duymadım. Ne güzel söylemiş.
    Pek çok ortak anılarimizin olduğu bir can arkadaşımı ben de kaybettim. Ne büyük bir acıdir. Ben de yaşadım ne yazık ki.
    Başınız sağ olsun. Huzur içinde uyusun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sartre bu sözü, Theodor Adorno'nun Minima Moralia kitabında okumuştum. Pek çok yerde de yazıyordu. Senin de başın sağolsun. Arkadaş başka oluyor...

      Sil
  3. Her ölüm erkendir. Kim demiş bunu...

    Başın sağ olsun. Kayıp öyle bir boşluk yaratıyor ki, ummadığın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol. Öyle, her ölüm erken ölümdür... Sağolasın,dostlar sağolsun. Artık hiç dolmayacak boşluklar anılarda.
      Sevgiler, Selamlar,

      Sil
  4. ayyy yaaa hem çok duygulu hem çok komik hem çok hüzünlüüüü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Di mi deeptone, komik de bir yandan. Hayat böyle bir şey işte...

      Sil