masumlar ne anlatır yüzlerinde?
cennet, neyi yitirdikten sonra aramaya başladığımız şeydir?*
Beş altı çocuk yanyana dizilmiş bekliyordu. Yedi sekiz yaşlarında idiler. Gözün görebildiği yer çimenlikti. Sağ taraflarından küçük çağlayanın sesi geliyordu. Anneanneleri çamaşır pataklıyordu derede. Güneş çok sıcaktı, ama rüzgar sıcağı hissetmelerini engelliyordu. En küçükleri dört yapraklı yonca aramaya devam ediyordu çimenlerin arasında. Papatyaları elleri ile itiyor, otların arasını karıştırıyordu habire. Diğerleri sabırla bekliyordu. Hadi devam et dediler Canan' a; "Sonra ne oldu, hadi?" İçlerinde bir tek Canan' larda televizyon vardı. Her yaz sabırla onun gelmesini beklerlerdi yaylaya. Gelsin ve en son izlediği filmleri anlatsın onlara. Karşı yayla da televizyon varmış, dedeleri söz vermişti bir gün götüreceğine ama hiç götürmemişti henüz. Canan onların bu bekleyişini bildiğinden sahne sahne ezberlerdi filmleri. Sonra dedi; "Kocaman bir lokantada yemek yiyorlardı. İkisinin de kıyafeti çok şıktı. En köşe de oturuyorlardı. Ayhan Işık sandalyesinde biraz döndü. Çatalını bıraktı elinden. Eğilsene biraz, kulağına bir şey söyleyeceğim, dedi Belgin Doruk' a. Sağ tarafına doğru eğildi böyle, yanağı neredeyse yanağına değecekti, hafifçe çekinir gibi yaptı Belgin Doruk. Bir eliyle masayı tutuyordu. Bir eli boşluktaydı. Ayhan Işık'ta eğildi. Dudakları neredeyse yanağına değiyordu, kulağına doğru yaklaştırdı. Öylece durdu. Hiç kıpırdamıyorlardı. Ayhan Işık bir eliyle hafifçe saçını ittirdi." Artık rüzgar esmiyordu, çağlayanın sesi de kesilmişti. Canan da susmuş, onlara bakıyordu. "Eeee?", dediler. Tamam, devam ediyorum; "bir eliyle boynunu tuttu, iyice kulağına yaklaştırdı dudaklarını, bişiler fısıldıyor gibiydi, Belgin Doruk duyamayınca iyice yaklaştı, birden döndü Ayhan Işık dudaklarından öpüverdi." Hepsi omuzlarından ağır bir yük kalkmış gibi öne doğru eğildiler. Birbirlerine söylenmeye başladılar. Ben de büyüyünce öyle öpücem bir kızı, dedi biri. Ben kimseyle yemeğe gitmeyeceğim, dedi kızlar. Canan kulağına değen saçlarını arkaya atıyordu.
gelecek masalı; dinlendiriciliğinde nice uykuların uyunduğu
gün gelir siz de inersiniz duyarlığınızın beyaz atlı kır atından
bir masal devi karşılar sizi
-ormanınızın başlangıcında-
der ki: yolunuz işte buraya kadar!
anası, babası cüce olanlar,
gün gelir başkasının yoluna duran
dev olurlar*
(...)
*Murathan Mungan, Jaguar
Teşekkürler.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim efendim.
SilNe güzel :))
YanıtlaSilMurathan Mungan'ın şiirlerini fazlasıyla seviyorsun anlaşılan :)
Galiba bu aralar aklıma hep M. Mungan geliyor Şenay.. :))
SilSevgiler,
Bu postu çok sevdim.
YanıtlaSilBen de Ali Zafer bey,
Sil