10 Ağustos 2011

Alıntı " Pinhan"

"Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Çirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da bakarsan, kelebeği bulursun karşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. Lakin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın."

"Sade tırtıl ile kelebek değil elbet. Sakın ola horgörme pinhan; canları horgörme. Bak bu gayb alemine, bir kendini gör. Bak kendine, cümle mahlukatın özünü gör. Devri tamam olan gelir, devri tamam olan gider. Gelen, gidende saklıdır; giden gelende saklı."
 
"Bugün sana nazım geçmedi.
yazık ki bu demde sana nazım geçmedi.
De bana, vuslatımıza daha çok var mı? "

"Sen bunu bildin mi pinhan? Sevdiğin, sevdiceğin gözünün önünde başkasına sevdalanır... Hiç bi şey gelmez elinden... Bu nasıl azaptır bildin mi? "

" Damlalardan biri
düştüğü yeri
deldi geçti."

İster öldür, ister al
kurtar beni pür-yareden
işte gönlüm, işte sen
ben çıktım artık aradan ( süreyya efendi )

Okuması zor bir kitap Pinhan. Yirmi altı yaşında genç bir kızın yazmış olması ise takdire şayandır...Elbette yüksek lisans tezinin "Bektaşi ve Mevlevi Düşüncesinde Döngüsel Evren ve Kadınsılık Anlayışı "  olması eminim romanın derin birikiminde etkili olmuştur.
Bir kere konunun başlangıç noktası ve bu konu üzerinden "insanın kendini arama " sürecinin işlenmesi hem yaratıcı hem de Mevlevi düşüncesinde işlenmesi iç yolculukların anlatılabilmesi için oldukça etkili olmuş. Hikaye içinde hikayeler masallardan masallara geçiş, İhsan Oktay Anar'ı andırıyor biraz ancak daha tasavvufa dair bu...
Çok ilginç karakterler var; Nevres mesela. Nevres altı yedi yaşlarında "küskün" bir çocuk. Bir akşam üstü karıncaların üzerine yoğurt dökerek ekmekle onları eziyor, hayata olan küskünlüğünün hıncını karıncalardan çıkarmaya çalışıyor...
Akrep Arif mahallesi, Şifacı kadınlar, Dervişler, Dürri baba, Karanfil Yorgi-Ateşoğlanı ve Pinhan...Hepsi çok ilginç...İnsanın kendini, kendinde olanı kabul etmesi, bilmesi, sevmesine dair çok uzun kafa karıştırıcı ve zor hikayeler bileşimi Pinhan...


Kitabı da mevlevi düşüncesinde olduğu gibi ki bir çok düşünce akımında olan; dünyanın temeli olduğu düşünülen dört ana elemente gönderme yaparak dört ana bölüme ayırmış Elif Şafak...Hikaye toprak ile başlıyor, hava ile yayılıyor genişliyor, karakterler çeşitleniyor sorular artıyor anlamlar çoğalıyor, ateş ile devam ediyor ve alevleniyor, bu bölümde aşka düşüyor Pinhan. Kendinin ne olacağına karar vermesi aşkının alevi ile şekilleniyor birazda. Ve su. Su ile çözülüyor her şey. Hem Pinhan hem Akrep mahallesi arınıyor, berraklaşıyor su ile...Histir, sezgidir, değişkendir su, etrafındaki tesirlerin özelliklerini özümseyebilir, hayat verici de olabilir zehirleyici de, temizleyici de olabilir kirletici de. Saf hali ile sadece hayat verici ve arındırıcıdır. Ateş güneş ve gündüz ise, su ay ve karanlıktır...İşte su ile akıp gidiyor Pinhan'ın da aklındaki her şüphe ve su ile geliyor yine yüreğindeki bilinmezliğin cevabı...
Pinhan zor bir kitap. Zor cümleler. Zor kelimeler...


"Vücudun şehrine gir, onu seyreyle. Biz nefsimizi silmekten değil bilmekten yanayız." 
"Ve O'na baktım ve ruhum titredi; çok güzeldi. Bedeni tekildi ve sanki her bir uzvu, diğerini seviyordu." 
" Korku duydu, çünkü yalnızlık korku yaratır. " Benden başka hiç bir şey yoksa niçin korkayım?" diye düşündü. O zaman korkusu geçti. Korkacak hiç bir şey yoktu; çünkü korku ikinci bir varlık olduğu zaman gelir." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder