20 Aralık 2022

Anladıklarımdan I

Anladığım çok şey var geldiğim bu zamanda. Üzülüyorum, öfkeleniyorum, hayret ediyorum, kimine de şükrediyorum. Anlamak insanın cehennemi gibi bir şeymiş. Bu dünyadan musmutlu göçmek için aptal olmak kâfiymiş, en çok anladığım şey bu. 

Çook yıllar önce Oyunun Kuralı adlı bir dizi vardı, 1930’lar (?) Amerika’sında alt sınıflardan hızla yükselerek zengin olan bir adamın ali-cengiz oyunlarını anlatıyordu. Oyunu kuralına göre oynarsanız kazanabilirsiniz, (?) iyi niyetiniz suistimal edilmeyebilir, kullanılmayabilirsiniz veya şartlar genelde sizin lehinize olabilir. Uzun zaman bunun çelişkisini yaşadım. Machivelli ne kadar haklıydı? Tepeye gidiyorsa bir yol mübahmıydı bütün yollar ve yoldaki taşları ezmek? Kendi adıma karar verdim ki; bu değil. Ben attığım her adımın izini bırakacağım ve o izlerin izlerini taşıyacağım bu dünyada. Bir sokak köpeğini zehirleyen görevli görevi olduğu için cinayet işlememiş olmuyor ya da köpeğin insana zarar verdiğini düşünerek vicdanını rahatlamış olsa bile şahsen bilerek ve aklı başında olarak öldürdü mü öldürdü! Ne diyordu Binbir Gece Masalları; günah işleyen günahıyla cezalandırılmıştır zaten. Sebepler sonuçları değiştirmiyor. Oyunu kuralına göre oynamadığımızda "ötekilerden" olabiliriz. Dışlanabilir, yeterince kabul görmeyebiliriz ancak şu da var ki kurallar başka türlü değişmez! Var olan beğenmediğimiz zincirlere bir halka da biz ekliyorsak şikayet etmek hakkımız değildir çemberden.
                                                                        ***
Ölüm olmasaydı olmazdı. Pek çok açıdan ölüm yaşamın en mantıklı olayı. Ölümün canlı yaşamındaki tek kesin şey, insanın oluşturduğu toplumsal düzen içinde en mantıklı son olduğunu düşünüyorum. Dünya gezegeninin gelişmesi ve belki sonlanıp yeniden bomboş bir gezegen olarak evren içinde var olması için ölüm şart, şarttı. Düşünüyorum da ya Hitler ve onun topluluğu sonsuz yaşama sahip olsaydı, ya Maya'lar insan kurban etmeye devam etseydi, engizisyon mahkemeleri kadınları yakmaya... Bunların yanında ölmemiş olmasını dilediğim de çok insan var. Bu dünyaya belki sadece güzellikler bırakmış çok insan... Ancak yaşamın devamlılığı için, dünyanın değişimi, toplumların dönüşümü için birileri gidip birileri gelmese olmazdı... 

'Netflix''in 'Explained' serisinin Sonsuza dek Yaşayabilir miyiz? adlı belgeselinin en sonunda bir Profesör bence basit ama yalın ifade ediyor bunu; "İnsanlar sürekli nasıl ölmeyebiliriz sorusunu araştırıyor. Bizler sonsuzluğun peşine düşerken, çoğu insan henüz orta yaşlarını görmeden pek çok önlenebilir hastalıklar sebebiyle ölüyor. Çocuklar gençliklerini göremiyor. Her bir insanı sağlıklı bir şekilde en azından 75 yaşına kadar nasıl yaşatabiliriz, bunu araştırmamız ve sağlamamız çok daha anlamlı olacaktır." 
                                                                    ***
Sınanmamış dostluk dostluk değildir. 
                                                                    ***

4 yorum:

  1. Çok iyi bir yazı, söz de öyle: "Sınanmamış dostluk dostluk değildir".

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O söz benim de çok hoşuma gitmişti. Ama yaşayıp görmek pek öyle güzel olmuyor....Selamlar hocam.

      Sil
  2. Oyunun kurallarını pek de anlamadık sanki; sen ne dersin?

    YanıtlaSil
  3. Bilmiyorum ki :-) Belki de...

    YanıtlaSil