06 Şubat 2017

Araştırma Notları-1

"İnsanları yaşamak için çalışmaya zorlayan sistem sürekli kitlesel işsizlik durumlarına yol açtığına göre, iş bulamayanlar hangi ahlâki temellere dayanarak kendi kaderlerinden sorumlu tutulabilir? Çalışamayacak durumda olanlara karşı toplumun sorumlulukları nedir? Zenginlerin durumunda göz ardı edilen yaşamak için çalışmak zorunluluğunun yoksullara dayatılmasının ahlâki gerekçesi nedir? Toplumun belirli bir andaki geliri tek tek bireylerin üretime yaptıkları katkının toplamından fazla bir şey olduğuna göre, bireylerin gelirden alacakları pay üretime yaptıkları kişisel katkıyla belirlenebilir mi?"   
  - Ayşe Buğra, 'Vatandaşlık Gelirine Doğru'

Çalışmayan kişinin sorumlu tutulduğu ekonomik çarpıklık emeklilik sosyal haklarında da devam eder. Emek merkezli yaklaşım varlığını sürdürerek, gelecekteki ve şimdiki sosyal hakları bireyin emeğini nasıl ve hangi süreyle sattığına bağlı olarak tanımlanır. Kısacası, müdahale edemeyeceği sistemin direttiği çalışma şartlarının sonucunu ömrünün sonuna kadar taşımak durumundadır.

Not: Tez çalışmasının gerekli olmayan ama sevilen okuma konularından. -işte çalışmamın bitmeme nedenlerinden biri.-

6 yorum:

  1. Çok derin konular, ilgilisine duyurulmalı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Aslında o kadar derin değil. O k ekmek o k köfte, bir sistemde etrafına fırın yapılmamış insanlar suçlu mu değil mi? Soru bu :)

      Sil
  2. Sorular da açıklama da durumu güzel bir şekilde ortaya koymuş. Tabi akademik düzeyde olunca içinden çıkmak da zorlaşıyor sanırım :)
    Umarım en güzel şekilde başarıyla tamamlarsınız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak buna çok ihtiyacım var Alice. Nedense, yani tüm zamanımı buna vermişken, zorlanıyorum çok yazmakta. :( Olacak inşaallah kısa zamanda.

      Sil
  3. Sorun biraz da temelde gizli gibi geliyor bana. Böyle bir sistemde ahlaki bir direniş mümkün mü ki, ahlaki sorular yerini bulabilsin? Sorumluluk, kimin için vardır? Mevcut sistemde sorumluluğu nasıl tanımlayabiliriz? Sizin yorumunuzla birlikte Buğra'nın cümlelerini düşününce zaten sistemde ahlak, sorumluluk, direniş gibi kavramları aramak sonuca götüren bir çalışma olmaktan çıkıyor (gibi).

    Aslında biraz egemenlik kavramı gibi. Adalet için kurulmuş ama adaletsizliğin üretildiği kaynak aynı zamanda. Genel olarak emek piyasası da bana böyle geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahlaki direniş ya ahlak sorunu elbette bütün diğer sistemleri etkiliyor. Burada tartışılan ekonomik bakış açısı ya da ekonomik sistem. Ahlak meselesi ile ilgili de bir çok teori var, seçimlerimizin özgürlüğü ya da sistemlerin nasıl kurulabildiği ile ilgili. Ayrı ayrı tartışmak ama birlikte düşünmek gerekiyor.
      Eyvallah düşünen yorumun için. Sevgiler,

      Sil