01 Mart 2013

Yeni Dünya 21: Benzin Görevlisi Şart

O kafaları görünen gölgeler biziz. Ben, Andressa, iki Japon, iki Çinli. Polis, bildiğiniz trafik polisi.
Dediler; San Diego hayvanat bahçesi çok güzelmiş, dünyanın en ünlüsü imiş, ve Meksika sınırındaki bu güneşli, plajlı, eğlenceli kenti mutlaka görmek gerekiyormuş. Andressa ikidir istiyordu zaten. Birincisinde bir kaç Çinli son anda caymış, bir gün fazladan tatilimiz olmasına rağmen o hafta sonu Taksim meydanı kadar anca olan kasabamızda kalakalmıştık. Oysa o gıcık Çinlilere yeni arabalarını alırken epeyce yardım etmiştik. Galeriye git gel, İngilizcelerine destek ol, pazarlık et, indirim al, epeyce hani. Söz vermişlerdi bizi San Dieogo'ya götürmeye. Gıcık Han Xiao, bak hala söylüyorum. Sevgili Andressa hırs yaptı, aradı taradı ayarladı, haftaya gidiyoruz San Dieoga'ya, dedi. Tamam, dedim. Eh, araba kiraladık tabii. Hep kiraladığımız yerden. Gidiyorsun anlaşıyorsun, onlar istediğin saatte istediğin yere getiriyorlar. Bir ara satıcı, tam sigortada indirim var ister misiniz? demişti. On dolar fark olduğundan, e olsun madem, demişiz. Sabah Andressa erkenden kalkmış, beş buçukta, Çinlileri ve Japonları kaldıkları yerden almış, geri gelip bana, bak sana yarım saat daha verdim uyuman için, herkesi aldım, hadi artık hazırız, diyerek ranzanın dibinde bitmişti gözümü açtığımda.
Filmlerden görmüş, anlatanlardan duymuşsunuzdur, Amerika'nın pek çok eyaletinde benzini kendiniz dolduruyorsunuz arabaya. Bizde kasabanın çıkışında durduk. İki Çinli'den biri 18 yaş altı, diğerlerinin de ehliyeti yok, araba Andressa ile bana kalıyordu. Andressa kullanıyordu. Ama bunlar dedi, siz kahveleri alın biz benzini alırız, biliyoruz biz. İyi peki, aldık her şeyi çıktık yola. Beş altı kilometre oldu olmadı, tam otobana döneceğimiz bir alt geçidin altında araba ürkütücü şekilde titreyerek durdu. İşte o gördüğünüz arabayı yolun ortasında bırakıp, kenara, kaldırıma çıktık biz gölgeler.
Bir de ben denedim, yok, anahtarı zor çeviriyorum nasıl titriyor araba, korktum patlayacak! Aradık kiralama şirketini, bekleyin geliyoruz, yarım saat, dediler. Az biraz söylenmedik değil; ay biz geç kalıyoruz da, daha üç saat yolumuz var da, nasıl olabilirde, ne oldu da. Yirmi dakika dedi telefondaki. Kadın sesi işe yarıyor erkeklerde!
Beklerken, ilerden bir polis arabası döndü hem eyvah hem ay durun belki anlar, diyerek karıştı sesimiz birbirimize. Bu arada yoldan geçenler, cık cık yapanlar, gülenler ama hiç durup da, ne oldu abla, demeyenler çok. Genç, sarışın, güler yüzü, B.Pitt bakışlı bir şey yaklaştı bize doğru. Andressa arkamdan iteledi, sen git sen de, sen şimdi bir sürü şey söyleyip kafasını karıştırırsın. Ay, niye yaa, ben kafa mı karıştırıyorum, dememe kalmadan, polisciğimiz gülümseyerek bana yaklaştı, aman beğendiğinden değil, arabanın anahtarı bende ve hepsinin ablası gibi duran benim.
Açalım, kaputu gösteriyor ki, normalde yapmazmış, acıdı zahar bize. Ben başladım; ay birden durdu, biz şu şu okulda öğrenciyiz, yabancıyız, hayvanat bahçesine gidiyoruz, sabah girişine yetişmek istiyorduk, o kadar da erken çıktık. Evet evet hepimiz bu arabadaydık, belgeler şurada. Sığdık canım, arkada dört kişi. Yasak mı? gerçekten bilmiyorduk, arkada dört kişi çok rahat niye yasak olsun, şaşırtıcı, hımm. Tamam tabii, dikkate alacağız. Bir şey yapmadık, benzin aldık yola devam ettik, otomatik zaten ne yapabi.., derken, polis gülümsedi, ama bayağı güldü hani, ben ne, ne oldu dememe kalmadan anladım; Andressaaa, benzin fişi nerede? Bu Japonlar, ya da Çinliler git sen, hangileriydi geçmiş gün hatırlamıyorum, benzinli arabaya dizel koy!
Binelim m'edam arabayı şu kenara alalım, trafik zorlanıyor m'edam, dedi Pitt bakışlı. Nasıl, ben mi, yürümüyor ki, derken, Andressa, uzatma Azize ceza yiyeceğiz şimdi bin ne derse yap, bakışı attı. Vitesi N'ye işaret etti, hafif basın, sağa kıvırın, dedi, hemde işaret etti. Hayır acemi değilim elbette fakat paniğim tabii. Bildiğin boşa al sal arabayı olayı, fakat ondan daha korkuyorum ben,  araba boşta iken kontrol dışı geliyor. Her neyse, ben de Andressa'ya adamı ezmimde şimdi bakışı atarken, sevgili sarışınımız otobana çıkan tüm arabaları durdurmuştu. -kasabadan herkes hafta sonu bir yere gidiyormuş meğer-. Sağdaki cebe çektim arabayı. O sıra kiralama ofisinden geldiler, biz de boynu bükük benzin fişini gösterdik, olayı anlattık, özür mözür ne yapalım gibi bişiler dedik. Baktı kağıtlara, çok şanslısınız, tam sigorta yaptırmışsınız yoksa 1500-2000 dolar civarı bir masraf çıkabilirdi, derken o, biz Andressa ile Allahım çok şükür bakışı attık birbirimize. Aldı arabayı, verdi yenisini, yani anahtarlarını, iyi tatiller dedi, orada öyle kendisini almaya gelecek çekiciyi beklemeye başladı.
Biz gittik. Japonlar ve Çinliler sus pus. Hiç anlamadık, ne fena gibi bir kaç cümle ettik, ettiler. Şu an hatırlamıyorum neden nasıl çokta üzerinde durmadan San Dieogo'nun keyfini duyumsamaya çalıştık.

Şimdilik sizi hayvanat bahçesinden bir kaç kare ile bırakıyorum. Ulaşmadık sanıyorsunuz değil mi, ulaştık ulaştık. Sonra belki bir sürpriz yapıp; video ekleyebilirim...





Ve San Dieogo gecesinde biz. Şehir turları sonra... 

8 yorum:

  1. Benzin yerine dizel konduğunu tahmin ettim. Ucuz atlatmışsınız derler hani. Öyle işte.

    YanıtlaSil
  2. Evet, erkeklere anlatınca bir kaç cümle sonra anlıyorlar:-) Biz bayağı sonra tahmin ettik:-)

    YanıtlaSil
  3. Aman gecmis olsun, gercekten ucuz atlatmissiniz ve yine de sonu güzel olmus cok sükür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz olayın ciddiyetini sonradan anladık sanırım Ayşecim. Şükür güzel bitti:-)

      Sil
  4. Yaşarken sinir olunup sonradan kahkahalarla anlatılacak hikâyeler hanesine vir artı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, şimdi çok hoş geliyor.
      Ay, bizim öyle kahkahalarla bir hikayemiz var ki İstanbul- Bandırma arası, tam torunlara anlatmalık. Kimbilir belki bir gün denk gelir anlatırım.

      Sil
  5. Son yazındaki bağlantıları kurcalıyorum canım. Hahaa ne macera ama! Olsun bak gülüyorsunuzdur şimdi :) Biz de Virginia'da yolda kaldık benzin bitince. Saç sakal birbirine girmiş rockçı bir genç hiç düşünmeden arabasından inip bizim arabayı itmişti. Teşekkür bile beklemeden gülümseyip gitti. İnsanları görünüşlerine göre yargılamamayı öğrendiğim anlardan biriydi ❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet dışarıdan dha kibirli ve soğuk görünüyor ya da biz öyle algılıyoruz fakat, oldukça yardımsever ve sıcakkanlılar. Özellikle yabancılara daha iyiler. Sanırım kendileri de göçmen olduğundan halden anlıyorlar.
      Teşekkürler buralara kadar geldiğin için:-)
      Sevgiler,

      Sil