19 Mayıs 2015

Sayın Hemdertliler ya da Hemdert* Olmak İsteyenler!

Çok konuşuruz biz halk olarak. Bir; konuşmayı severiz, iki; kendi aramızda, kendi içimizde, kendi kendimizle konuşarak kendimizi rahatlatırız. Olayların asıl muhatabı kendinden bahsedildiğinden çoğu zaman hiç haberdar olmaz, her ne yapıyorlarsa da yapmaya devam ederler. Örneğin; her sabah geçtiğimiz sokağımızın sokak lambası patlamış diyelim. İlk gördüğümüz komşuya dert yanarız, "Görüyormusunuz şu çocukların yaptıklarını", deriz. Servis beklerken iş arkadaşımıza yanarız, "Gece eve giderken zor yürüdüm vallahi kardeşim, sokakta lamba kalmamış hepsi patlamış. Kimbilir, mahallenin çocukları kırdı mı nedir?" Kahvemizi içerken yan masaya yanarız, "Bu elektrik idareleri artık çalışmaz oldu, sokak lambaları bile yanmıyor, sokakta lamba yok, gece korkudan yürüyüşe dahi çıkamıyoruz, sokaklar karanlık." deriz dururuz. Ne bizim, ne dinleyenlerin aklına gelmez, "Elektrik idaresine şikayette bulundunuz mu?" Gelse de çoğu zaman fayda etmez. "Yazılsa ne olacak, deniyorda ne oluyor", gibi konuşarak iyice rahatladıktan sonra, gerek duyulmayan, üşenilen işlere dönüşür asıl yapılması gerekenler.

Bence artık konuşmayalım. Kimse şikayet ettiği hiç bir konuda konuşmasın. Rahatlamayalım. İçimizde kalsın. İçimiz şişsin. Belki doğru yerde patlarız...

Yüksek Hızlı Tren ile İstanbul yönünden Ankara'ya geldim. Baktım listeden, sadece iki tren hattı Sincan'da durmuyor, ben de onlardan birine denk gelmişim. Ankara'yı bilenler bilir, Sincan bir ucu, Ankara Gar diğer ucudur. Sincan'da inmek bana eve gidişte bir saat kazandıracak iken inemedim. Şikayet için TCDD'nin 'sitesine' girdim, şikayet ekranı çalışmıyor. Telefon açtım, açmıyorlar, sabah tekrar deneyeceğim. Sizde buradan deneyebilirsiniz, eğer şikayetçi iseniz ya da bana hemdert olmak isterseniz. Neden bir istasyon varken ve Ankara'nın toplu taşıması 22.30'dan itibaren çalışmazken ve yol üstünde inme imkanım varken şehrin bir ucuna gidip tekrar geri geliyorum, bunu sormak istiyorum kendilerine.

Ankara'da toplu taşımada kullanılan Ankarakart özel halk otobüslerinde geçmez. Onlara ayrıca para verirsiniz, böylelikle aktarmada sıfır TL ile gidebileceğiniz bir yere fazladan para ödeyerek gidiyorsunuz. Bunun içinde imza kampanyam var. Buyrun ey hemdertliler.

Yüksek hızlı trenlerde yemekli vagon var. Bir kere yer bulamadığımdan yemekli vagondan bilet almak zorunda kaldım. 15 TL fazla para verdim. Bir ürünü bir fiyat koyarak satıyorsanız, ürünün tanımına uymak zorundasınızdır. Ana yemek dediği, iki adet köfte, yanında etipuf kutusu büyüklüğünde bir salata, aynı büyüklükte bir pilav ve poğaça büyüklüğünde ekmek. Hiç abartısız. Kurum olarak bu fiyata bu yemeği vermeleri bir yana, bunu bir öğün yemek olarak sunmalarından utanç duymalarını bekliyorum. Şikayetimi ileteceğim 'site' çalıştığında ve yarın sabah telefonla ulaştığımda.

Bizim ülkemizde bu tür şikayetmekanizmalar kolay kolay işlemez. İşlememesinin en önemli nedenlerinden biri kurumların ya da ilgililerin onları denetleyen, gözetleyen, aldığı hizmeti sorgulayan kimsenin varlığından haberdar olmaması, bu kişileri önemsememeleri, saygı duymamalarıdır. Bu duyarlılığa ulaşmaları zaman alacaktır. Bu denetlemelere kulak vermeleri gecikebilecek ya da hem suçlu hem güçlü olabileceklerdir. Lakin yaptıklarından çekinmeleri ancak ve ancak bu yolla olacaktır...

Tohum ekmeyen ağaç beklemesin arkadaşlar! Ki, artık tarımsız bir ülke olduğumuzdan tohumumuzda kalmadı. Varsa, gözünüz gibi saklayın torunlarınıza. Gelecek elli yılın en değerli madeni her türlü tohum olacaktır. Paha biçilmez olanı da buğday!.

*Hemdert eski farsça, dert ortağı anlamında bir kelimedir. 

4 yorum:

  1. bu sıralar alman edebiyatı okuyorum bolca,hans fallada okudun mu hiç bilmem ama iyi bir yazar ki üstelik nazi dönemi almanyasında küçük insanların bahsettiğin büyük sorunlarını yazıyor,velhasıl arapçada en sevdiğim sözcük "selametle" dir,anlamı barış üzerine olsun demektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç okumadım Duymadım da. Ben tam olarak anlamadım demek istediğini biliyor musun? Sence bu sorunlar gereksiz" büyük sorunlar" mı?
      Selametle, kelimesini bende severim.

      Selametle:-)

      Sil
  2. çok haklısınız. doğru söze ne denir. Tipik şark kültürü insanı.. gerçek anlamda işe yarar bir şeyler yapmak yerine mızmızlanmak en kolayı.. ne yazık ki hepimiz az veya çok bu kültürün etkisindeyiz. :(
    selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Şahin,
      Evet, insan yaşadığı yere benziyor nihayetinde... İnsanın kendine dışarıdan bakabilmesi de en zor olanı. Mümkün olduğunca yapabilmek lazım.
      Selamlar, Selametle:-)

      Sil