18 Ekim 2012

" Güzel yaşam en son evresinde, düpedüz- gösterişe, sadece seçkin olmaya indirgenmiştir ki- Veblen'e göre başından beri böyleydi- ve parkın sunduğu tek tatmin de dışarıda kalanların burunlarını dayadıkları parmaklıklardır...Yaşam, kendi yokluğunun ideolojisine dönüşmüştür."
" Şahane mazlumların yüceltilmesi, sonuçta onları mazlumlaştıran şahane sistemin yüceltilmesinden başka bir şey değildir. "

Uzak gözlemci kadar yakın katılımcının ayakları da dolanmıştır dünyaya.  "Varlığını sözcüğün en düz anlamıyla toplumdan alan birey için kolay değildir kendince yaşamak."  Hele özgürce zenginleşebilmek. Kökeninden ve nesnelerle iç içe geçmişliğinden aldığı sahiplenmeler, sahiplikler onu kısıtlayıp yoksullaştırır... Duygu yüklü şiirler okumak, bütün ideolojilerin kitabını bilmek, dilencilere ekmek almak, foklar için fon ayırmak, kötülerle arana mesafe koyarak dünya da iyilerin yanında olduğunu sanmak; mutluluk denmiş kırk kapının anahtarı. Açılmaması gereken kırk birinci kapının kanatlı zebanileri...
Her şeyden önce bilmek gerekir; " canavarlıktır dünyanın özü; ama görünüşü, sürüp gitmesini sağlayan yalan, bugün için hakikatin vekilidir."  Bilmek gerekir ; " yarasayı güzel bulmak isteyen kişi, onun yarasa olduğunu bilmek zorundadır."  Ne çocukların masumiyeti, aşkın gücü, kadınların gizemi, annelerin kutsallığı, dostlukların ölümsüzlüğü, gün batımının şiirselliği, müziğin şifası, anlıyor olmak ötekini, anlamaya çalışıyor olmak, baharın şaşırtıcılığı, ne de sonbaharın hüznü, hiçbiri ne önemli ne de gerçektir aynı çukura bir bedenden fazlası gömüldüğünde...Ve bir yarasaya aşık olma ihtimalidir, o güçsüz umuttur, tek bir soluk bile almamızı sağlayan...

".." alıntılar; Adorno

2 yorum:

  1. ya,..bence bu adamın beyni başka şekilde yerleştirilmiş. O bizim türümüzden değil sanki :-)

    YanıtlaSil