05 Eylül 2012

Kavuşmanın Hüznü

Uzun sürer kavuşmalar. Uzun yollardan, hikayelerden, anılardan, hayallerden geriye kalandır. Gerçek ile hayal arasındaki ince çizgide durur kavuşmalar. Hayalin sonsuzluğu gerçeğin kapılarına çarpar. Vedaların sağanak yağmurunu taşımaz kavuşmalar. O, günlerce yağan rüzgarsız yağmurlar gibidir. Çok ıslatır sağanak yağmurlar, can yakar vedalar ancak hızlıdır bulutların rüzgarı, başka hikayelerin, başka yolların bilinirliğini taşır vedaların yoksunluğu. Giden, gitmenin ağırlığını taşıdığı kadar varmanın hafifliğini de taşır. Kalan, gidenin boşluğunu taşıdığı kadar kalmanın masumiyetini de taşır. Umuttur kavuşmalar, umudun belirsizliğinden alır gücünü, lakin acizliğini de. Onca beklemişliğin pişmanlığı, geç kalmış olmanın korkusudur kavuşmak. Sabrın mükafatıdır. Sabır ki; tükenmişliğini ancak muradına erdiğinde gösterir. Sabır ki; minnet bekler, hesap sorar, bedelini ister. Vedalar kısadır, kavuşmalar uzun. Bekliyor olmanın heyacanını, bekleniyor olmanın sevincini hüzne boğar kavuşmanın anı. Hiç bir hikaye yeniden aynı harflerle yazılamaz. Yıldızlar toplar vedaların düşen harflerini, kavuşmalara zor olan kalır; yıldızlardan geri alınan harflerden yeniden yazmak hikayeyi.  Uzun sürer kavuşmalar, dirayet ister ikiyken bir olmak, vedaların kırdığı aynaları birleştirmek. Sevincin arkasına gizlenir kavuşmanın hüznü, içli içli ağlar kavuşma, beklemenin acısını şerhalarından ilik ilik söker, damla damla akıtır. Kavuşmak gibi değildir vedalar, şelalelere benzer gözyaşları; çok akar, hızlı düşer.  Uzun sürer kavuşmalar, çaresiz vedalara gebedir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder