24 Haziran 2012

O Adam Kendini Niye Astı ?

Geçen haftalarda bir arkadaşımın bir tanıdığı kendini  Belgrad ormanlarında astı...
Sabah evinden çıkmış, her zamanki gibi karısına hoşçakal demiş, yedi yaşındaki kızını uyandırmadan bakmış, her sabah işe gittiği yoldan devam etmiş, bu sefer işe varmadan Belgrad ormanlarına sapmış ve arabasını park etmiş. Bagajda araba çekmek için bulunan, bir gün kendini asmak için kullanıp kullanmayacağını düşünüp düşünmediğini asla bilemeyeceğimiz ipi almış, herhangi bir ağaca bağlamış ve yaptığı ilmeği boynuna takmış.
Kimse bilmiyor; ayağının altına ne almıştı, nasıl kendini bırakmıştı, nasıl, ellerini nereye koymuştu, onları nasıl zaptetmişti, nasıl...? En son ne, kimi, neyi düşündü. En son neyi, kimi gördü kimse bilemeyecek. Hadi karısını geçelim, varsayalım yaşamaya tutunması için yeterli bir neden değildi, yedi yaşındaki kızının varlığı da O'nu tutamamış...Bilinen nedenler ; çok borcu olduğu, istediği gibi bir işte çalışamadığı. Sık sık iş değiştirmek zorunda kaldığı. Kime sorsan yeterli neden değildir belki ölmek için. Kime sorsan yaşamaktan vazgeçmek için vasat, saçma, anlamsız nedenlerdir, değmez, bir gün nasılsa gidilecek "o yer " için kendi kararınla gitmeye. Ölüm nasılsa gelecek, yaşamak için savaşmalı insan der, kime sorsan. Ölüm kararı kendinden çok, hatta kesinlikle kendini değil, seni ölüme götüren nedenlerin müsebbihlerini cezalandırmaktır bana göre...Ben bu kararı versem, verebilsem, bunun için verirdim biliyorum...Çaresizliktir evet, yaşamak için neden bulamamaktan, çare bulamamaktan ziyade o çaresizliğiniz içinde devam edecek olan hayattır sizi zorlayan... Siz bir yol bulamazken devam edebilmek için, hiç durmadan dönen dünyadır vazgeçmenize neden. Sabahları uyanmak, kimilerine gülümsemek, gerektiğinde kızmak, kendinizi savunmak, savaşmak, cevap vermek, ikna etmek, kimilerine yapılması gerekenleri anlatmak, yapılması gerekenleri dinlemek, en zoru da yapmak...Siz dünyada kalabilmek için derin derin nefes alırken durup durup, bir an dursa, bir an dursa da bana baksa dediğiniz dünyanın hiç durmadan devam etmesidir sizi sebepsiz bırakan...İş te o kızgınlığınızdır, dünyayı cezalandırma isteğinizdir ölmek için bulduğunuz neden...

O adam kendini niye astı sorusu kadar can alıcıdır, niye yaşıyoruz sorusu...? Zaten yaşıyor olduğumuz için mi? Çarklar arasında bir kova olduğumuz için mi ? Doldur, boşalt mı yapıyoruz ? Dünya nasılsa dönüyor ve bizde içinde olduğumuz için mi?
Kendimizi asmama nedenimiz kadar güçlü olmalıdır, neden yaşıyor olduğumuzun cevabı...En acı olacak olan ise; ikisinin de bir cevabının olmamasıdır kendimiz için...

6 yorum:

  1. İntharı hiçbir zaman korkakça kaçış ya da çaresizlik sonucu olarak görmedim. Hep sorarlar neden öldürdü kendini diye ben de sorana sorarım yaşamak için ölüme sürükleyecek kadar güçlü bir neden söyle?

    Zor karar ama eceli beklemek yerine eceli misafir gibi ağırlamak,...

    Kalanların hali mi? Acımasız gelecek ama her koyun kendi ayağından asılır.

    Tek söyleyebileceğim umarım aradığı huzuru bulabilmiştir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ever yashtahta; güçlü ve anlamlı ve inandığın ve peşinden gittiğin bir nedenin olmalı yaşamak için.

      Sil
  2. güneşin olsun gönlünde
    kar bile yağsa, ya da fırtına olsa
    gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa
    güneşin olsun gönlünde
    o zaman gelsin ne gelirse
    doldurur ışıklarla en karanlık gününü

    bir şarkın olsun dudaklarında
    sevinçli ezgilerle
    seni günlük tasalar bunalıma boğsa bile
    bir şarkın olsun dudaklarında
    o zaman gelsin ne gelirse
    yardım eder savuşturmaya en yalnız gününü

    başkaları için de bir diyeceğin olsun
    tasada ve bunalımda
    ve kendi ruhunu şenlendirecek her şeyi
    söyle onlara da,bir şarkın olsun dudaklarında

    yitirme sakın yürekliliğini
    güneşin olsun gönlünde
    ve her şey iyi olacak

    Casar Flaischlen...

    Belki, aşk intihara sürükler, çocuk fikri umutsuzluk verir, sorumluluk verir. Başarısızlık geçerli bir intihar nedenidir belki.... Yine de bir dost bağlayabilir hayata tekrar ve tekrar...

    YanıtlaSil
  3. Konfüçyus' un bir deyişi vardır; "en zor şey karanlık bir odada bir kara kediyi aramaktır. Özellikle odada kedi yoksa." İnsan herşeyi ancak isterse görür,güneşi bile. Kimi zaman olmayan bir kediyi bile arayabilir inandığı uğruna .. Bu şarkıyı her seferinde çok zor dinlerim çok içli gelir bana uzun zamandır dinlemiyordum, ancak yarısını dinleyebildim yine.Adsız da olsanız dilek için çok teşekkür ederim. Lakin; şiirdeki son cümle beni hep iğreti etmiştir. Amerikan filmlerinin o -dont worry, everything will be alright" cümlesinin manasızlığını hatırlatır bana. Samimiyetsiz ve kişinin kendini rahatlatması gibi gelir. Belki öyle değil ama öyle gelir. Yine de güzel dilek için teşekkür ederim tabi.

    YanıtlaSil
  4. sevdiğim bir şair der ki "intiharı küçümseyen kibirlidir. en az intiharı yücelten kadar kibirlidir."
    ...
    Rabbim affetsin ..
    bağışlasın..

    YanıtlaSil