03 Şubat 2012

Zamansız Zaman

Ruska...

Zamandan nefret ediyorum.  Zalimliğinden, imkansızlığından, direnilmezliğinden, umursamazlığından, gücünden, kibrinden nefret ediyorum...
Bir dostumun dediği gibi : "...iyi ki ölüm var..."
Ölüm olmasa;  zamanın durduğu , insanın direnemediği,  insanla ve zamanla artık savaşamadığı anlarda ölüm olmasa n'apardı insan...İyi ki ölüm var...
Hiç bir şey yapılmadığı anlarda zamanın en tepeden bakmasından nefret ediyorum en çok. Bence de zaman ve hareketin bir ilgisi olmalı. Hiç hareket etmezsek, hiç kimse hiç hareket etmezse "zaman" geçmez bence. Zamanı ayarlayacak hareketimiz olmazsa, zaman da geçmez böylelikle...
Böylelikle, saatlece başımızı bir cama yaslayabilir, ruhumuz erene kadar, beynimiz bulanana kadar, başımız ağrıyana kadar düşünebilir, düşünülmedik her şeyi düşünür sonra zaman ile birlikte devam ederiz hareket etmeye. Böyle olabilmeli, bazen devinim durabilmeli...

14 yorum:

  1. Olabilir mi acaba? Ya da ölünce öyle oluyor mudur acaba?

    YanıtlaSil
  2. "Zaman yönetimi" diye bir şeyden bahsettiler bir de yıllarca. Anlatan koca kcoa profesörler olunca inanıyor insan. Bence ütopik.

    YanıtlaSil
  3. Yorum vesilesi ile belirtmek isterim ki berbat bir yazı oldu bana göre...Fikir güzel ama yazım kötü oldu. Yine de o zamanıma not düşmek adına yayınladım. Öyle olsun, böyle olsun diye....
    ÖCC; zamanın durduğu bir yer mutlaka var bence...

    Must. ; Kendinin çizdiği çerçevede yönetmeye çalışıyor tabi insan, n'apsın :-)

    YanıtlaSil

  4. Aristo, Zaman'ı "hareketin sayımı" olarak tanımlıyordu. Bu yorumu geliştiren bir deneme olmuş..

    Devinim dursa zaten devinim olmaktan çıkar. Yani dura-kalka ilerleyen süreç devinim olarak nitelenemez. Sen de bunun ironisini yaparak konuyu bağlamışsın.

    Bence yanlış düşünmüşsün. En güzel yazılarından biri bu. Çıkış noktası da, varma istediğin yerde, bağlantı için kullandığın temalar da çok yerinde..

    YanıtlaSil
  5. Teşekkür ederim... Aristo'nun sözünü bilince oturuyor sanki bir yere...Tanımla birlikte bakınca bana da iyi göründü şimdi...
    Ben, müzikle birlikte okuduğumda şimdi hatırlıyorum yazı anındaki psikolojimi... İnsan "düşününce" "hissedince" derinden, sanki hiç bilmesede, okumasa da anlıyor bazı şeyleri... Bana öyle oluyor bazen, ne bileyim...
    Şimdi "zaman" ile ilgili hiç bir şey yok aklımda mesela...

    YanıtlaSil
  6. Aristo'nun bu tanımından veya temel fizik formüllerinden habersiz zaman-hareket bağlantısını kurduysan, bu durum yazını daha da ilginç kılıyor elbette..

    Uzakdoğulular'ın "satori" dediklerine yakın bir deneyim yaşadın belki de, dinlediğin müzik dolayımında..

    Şimdi de ben şaşırdım bak bu işe:)

    YanıtlaSil
  7. :-) Eyvallah...

    Okumak gereken ne çok şey var...
    Vakit kalmadı ki... hele somut bilimleri öğrenmeye.. Fizik ve matematikte iyi olmayı çok isterdim mesela...

    YanıtlaSil
  8. Platon'un akademisinin girişinde şu yazarmış:

    "Geometri bilmeyen giremez!"

    Seninle ben de ya dışarıda takılırdık ya da kendi akademimizi kurardık, girişe de şunu yazardık:

    "Gel, kim olursa yine gel.. Geometri bilmesen de olur.."

    YanıtlaSil
  9. :-)Matematik değilmiydi o? :-))
    Yine de gizli gizli pencereden dinlerdim ben Platon'u öğreneyim diye...

    YanıtlaSil
  10. Değil:)

    Ama niyeyse öyle yer etmiş belleklerde.

    Atatürk'ün Geometri üzerine kendi yazdığı bir kitabı bile var. Ve bugün kullandığımız birçok terim bizzat O'nun buluşu..

    Nereden nereye:)

    YanıtlaSil
  11. Evet; nereye ? :-)

    YanıtlaSil
  12. Zaman ile ilgili çok takıntılı olduğumu farkettim düşündükçe- gerçi kim değil ki- , baktıkça eski yazdıklarıma zaman hakkında çok kez yazdığımı gördüm. Mesela bu da, zaman ve hareket bağlantısına taktıklarımdan biriymiş...:-)
    http://www.buyulugerceklik.com/2010/01/zaman-heyhat.html

    Sen öyle değince, bende kendimi bişi zannettim şimdi, Allah Allah diyorum... :-)

    YanıtlaSil
  13. Bence her iki konuda da haksızsın..

    İlki şu: Zaman üzerine düşünen, zaman kavramına takılıp kalan, kendine dert edinen o kadar az sayıda insan var ki.. İki şeyin kıymetini bilmiyoruz; biri sağlık, diğeri de (boş) zaman..

    İkincisi de şu: Kendine haksızlık etme.. Sendeki duyarlılık, sezgi bilgiyi aşan türden. Bu yazı bunun sadece ufak bir örneği..

    YanıtlaSil
  14. Ne diyeyim; teşekkür etmeli. Teşekkür ederim...

    YanıtlaSil